G.Saraylı yöneticilerin düştükleri durum içimi acıttı... En çok da başkana üzüldüm... "Yalancı" diye anılmaya başlandı... Oysa olmadığını çok iyi biliyorum. Çocuk yaşımda tanıdım onu... 1976 senesinin sıcak bir Temmuz akşamıydı... Celaliye'de deniz kıyısındaki bir evde aile dostlarımızla denizyoluyla gelecek misafirleri bekliyorduk... Sıcak hepimizi bunaltmıştı... Saatler geçiyordu, sinirleniyordum. "Kim gelecekse gelsin de şu yemeğe oturalım artık..." diyordum... Ve cırtlak bir ses; "Gemi göründüüü..." Yok deve, gemi dediği alt tarafı bir yattı... Gelmişlerdi... Yatın içinden çıka çıka herkesin "Memo" diye seslendiği biri çıkmıştı. Babacan tavırlarıyla ne kadar da çok ilgi görüyordu... Babama "N'aber be Necati aga..." deyişini hiç unutmuyorum... İlk o gün tanımıştım onu... Ve sonra yıllar süren bir abi-kardeş ilişkisi... Ve yıl 2001... Yine sıcak bir Temmuz akşamı... Memo, G.Saray'ın Başkanı... Bendeniz de muhabiri... Onu ilk gördüğümde tuttuğum takımın başkanı olacağını söyleseler, sanırım inanmazdım. O insanların Memo'su bugünkü Aslanlar'ın Mehmet Cansun'u, eşittir koca G.Saray'ın başkanı... Ama Fatih Altaylı'dan ödü kopan bir başkan... Neden, niçin, hangi sebepten? Üstelik belli ki, Altaylı, özellikle Cansun'u havaya uçurmak, Mart'taki seçimde hayatını sona erdirmek için yönetim içine birileri tarafından yerleştirilmiş bir dinamit. Bir açığın mı var Mehmet abi?.. Altaylı'yı ikinci başkan yapmandan, Altaylı'ya karşı koyamamana kadar şüpheleniyorum. Onun gazetecilik kimliğinden çekindiğin, medyaya ve meydana çıkarmasından korktuğun bir şeyler olduğu için mi susuyorsun?.. Hani G.Saray'da başkanlık sistemi vardı? Altaylı, Rumen hocadan nefret ediyor... Hıncal Uluç da senden... Uluç, Altaylı'yı, Altaylı vasıtasıyla da G.Saray Başkanı ve yönetimini yönetiyor. İnanırsın ya da inanmazsın ama "operasyon fikirleri" inanılmaz yerlerden çıkıyor. Ve sen farkına varamıyorsun, ya da "çekindiğin sebepler" yüzünden varmak istemiyorsun. Sonradan Lucescu'nun yüzüne nasıl bakacağını hesaplamadan, Terim'e uçarak gidiyorsun... Kabul etmeyeceğini bile bile.. Şimdi acizane, kardeşinin şu tavsiyesine kulak ver; Altaylı Mart ayına kadar senin altını oymak için var. Ve Mart'tan sonra görev almayacak. Ama senin başkan olmanı mutlaka engelleyecek. Benim bir bildiğim var... Altaylı'nın da bir bildiği var... Peki sen biliyor musun?.. G.Saray Türkiye'nin Avrupa'ya açılan penceresiydi, dibi kara tenceresi oldu... F.Bahçe Avrupa'da sıfır çekti. Denizli'ye elendi. Ligde arka arkaya kaybetti... Aziz Yıldırım, Mustafa Denizli ve futbolcular dimdik ayakta. Ama Lucescu dimdik değil, şimdilik hayatta... Her an vınlayabilir... Bütün onuru, şuuru, çoluk çocuğu ayaklar altında... İnternette, imlâ kılavuzlarında, bütün kitaplarda sizin durup dururken çıkardığınız bunalımın kelime karşılığını aradım, bulamadım. Harakiri, intihar, küstahlık... Ortada fol yok, yumurta yok... Türkiye'de liderlik, üç gün öncesinde Barcelona zaferi var... G.Saray, A.Gücü'ne ilk defa mı yeniliyor? Neyin operasyonu bu? Milan'ın Terim'e yaptığının yüz katını Lucescu'ya, yüzbin katını Hakan Ünsal'a yaptınız. Futbol tarihinde bir ilke daha imza atıp, imza atmayan futbolcuyu PAF'a gönderdiniz. Arif, Suat ve Ümit delil yetersizliğinden beraat etti ama Sergen kalp yetersizliğinden gidebilir... G.Saray'ın durumu vahim. Aslan bu sene beton gibi derken yanlış anlamışız. Meğer karnında su fazlalığı varmış, adalelerinde kireçlenme, böbreklerinde kum, kanında demir fazlalığı... Malzemesinden çalınmış. En ufak sarsıntıda bina göçüverdi. Insanlar ölünce en son kalbi durur. Ve bence olayları toparlamak adına yaptığın basın toplantısını hiç yapmayacaktın, çok komik oldu Mehmet abi. Fener'le Beşiktaş, G.Saray'ı örnek alırdı, şimdi onlar örnek alınmalı. Fener, Bursa virajını yumuşak bir şekilde geçip, düzlüğü çıkarken, Beşiktaş, İzmir'de sel oldu, gol oldu, zirveye ortak oldu. Onlar kötü günleri aşıyor siz iyi günlerde kaşınıyorsunuz... Not: Prestijimi kaybettim, hükümsüzdür... Mr.Cansun