Neremi neremi

A -
A +

Hiç bir yerini... Ne gözün, kulağın, ne bacağın, kolun, ne saçın, başın... Hiç bir yerin çekici gelmiyor Aslan'ım... Bu sene 100'üne bakılacak tek yerin, 5-1'lik Fener zaferin... Saç özürlü adamın biri berbere gitmiş. Kafasında sadece üç tel saçı varmış. Berber sormuş; "Bunları nereye yatıralım?", "Sağa" demiş adam... Fakat tam o sırada 'çıt' diye saçın biri kopmuş. Berber bu defa yine sormuş; "Kalanları nereye yatıralım?" "Sola" demiş adam... Tam sola yatıracakken 'çıt' demiş ikinci tel de kopmuş... Berber heyecanlı ve panik... Son teli kurtarmanın peşinde; "Ne tarafa yatıralım?", adam beceriksiz berbere öfkeli; "Bırak dağınık kalsın..." Başkan Canaydın da problemleri arkaya atmak adına, bırakın dağınık kalsın diye diye G.Saray'ı bu hale getirdi. Oysa Özhan Canaydın toparlayıcı olarak oturmuştu koltuğa... Göreve gelirken de 10 yılda 7 lig, 3 tane de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu vaad etti. Sanki Haydar ustanın hünerli ellerinden lahmacun siparişi veriyor. İşin kötüsü de müşterilerin tamamı inandı. Müşteri kim? Genel Kurul üyeleri... Ama müşterilerin hepsi kazıklandı. Koca üç sene bitti, ortada ne lig şampiyonluğu var ne de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu... Bırakın Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu bu sene Şampiyonlar Ligi'ne bile giremediler. Önümüzdeki sezon olup olmayacakları da kalan iki maça bağlı... Koskoca G.Saray bu sene bütün sezon boyunca F.Bahçe'nin arkasında şampiyonluk kovaladı. Ve Canaydın, gelinen bu noktayı her defasında "başarılı" olarak yorumladı. İşin kötüsü müşteriler bunu da yiyor. 100. Yıl'da G.Saray gibi dev bir kulüp bir tek Türkiye Kupası'yla övünüyorsa bu işte bir terslik var demektir. Ve daha kötüsü de 100. yılda Avrupa'da oynayamayan G.Saray, 100. yılda yapılacak kuruluş seromonisinde Canaydın tarafından 'kovulmuş' hocası Fatih Terim'in UEFA Kupası'yla, yine Canaydın tarafından 'kovulmuş' hocası Lucescu'nun kazandırdığı Süper Kupa'yla atacak havasını... Ve dahi yine Terim ve Luci'nin kazandırdığı lig kupalarıyla... Canaydın daha önce, "Arkasındayım" dediği Lucescu'yu kovdu, "Arkasındayım" dediği Terim'i kovdu... Önceki gün de televizyonlarda çıkıp Hagi için de, "Arkasındayım" açıklamasını yaptı. Eyvah... Eyvah ki ne eyvah... Hagi'yi gelecek sezon itibarıyla tutmayacağını bile bile hem de... Neremi neremi?!... Hiç bir yerini... Mehmet Cansun'un kazandırdığı lig şampiyonluğuna sahip çıkmaya kalkışması da Canaydın için 'profesyonel' bir ayıp. Ama işin 'amatör' ayıpları da var tabii... G.Saray, geçen yıl voleybolda küme düştü, bu sene basketbolda kümeden döndü... Tesisler rezalet durumda. Kuruçeşme Adası diye bir yer vardı, şimdi kuru değil kupkuru...Kalamış öksüz kalmış. Ve Florya Tesisleri'nin satılmasından bahsediliyor. Seyrantepe olayı ise dibi karanlık bir kuyu... İçime hiç sıcak gelmiyor. Çünkü onu da yüzlerine gözlerine bulaştıracaklar, bu kesin... Sportif başarısızlık ve mal mülk konuları böyle... Bir de yönetim biçimi! G.Saray'da kim kime dum duma... Canaydın, tek başına otorite! Bazen Ergun Gürsoy'dan bazen Hagi'den zılgıt yiyen bir otorite. Gözünün önünde kavgalar, gürültüler, fırtınalar kopartılan bir başkan. G.Saray'da Gürsoy'la Hagi birbirinden nefret ediyor. G.Saray'da futbol şube sorumlusu Fatih Gökşen'in işi maçların bitmesiyle bitiyor. G.Saray'da futbolcular ikiye, üçe, hatta dörde bölünük... G.Saray'da taraftar ne yönetime ne hocaya artık sevgi duymuyor, güvenmiyor. G.Saray'da Hagi'nin ne yönetimle ne futbolcularla ne de taraftarla arası iyi değil... G.Saray'da Hakan Şükür takım içinde takım... Ki bana göre bu sene G.Saray takım olarak eğer biraz olsun bir şeyler yapmışsa bu başarıdaki en büyük pay kesinlikle Hakan Şükür'ündür. Başarı Hagi'nin gibi görünse de aslında derleyen ve toparlayan Hakan'dı... Ve G.Saray'da Hagi, Hakan'ı karşısına almakla son kalesini de kaybetti. Galatasaray'da binbir çeşit entrika dönüyor. Ancak Türkiye'de her şey skorlara endeksli olduğu için F.Bahçe'yi 5-1 yendiğiniz an bu problemler bir gecede hasır altı ediliyor. Şimdi diyeceksiniz ki, ya şampiyon olursa... Şampiyon mampiyon olamaz. Geçen yıl Hasan Sarıçiçek'e bir kağıt imzalayıp vermiştim. Bu takım 2-3 yıl daha toparlanamaz diye... Hocam o kağıdı, 5-1'lik Fener galibiyetinden sonra önüme koydu. Eğer günlük başarıysa Pendik'in Fener zaferini nereye koyacağız? Lüleburgaz da 3. Lig'de oynadığı dönemde F.Bahçe'yi ve Beşiktaş'ı kupadan elemişti. Ama sonra Altay'a 5-1 yenilince Hasan hocamın o dönem çalıştığı gazetede şu çentik yazılıydı; "Abe Lüle... N'oldu sana büle... Çabuk süle..." Demek ki, futbolda dün yok bugün var. Ama G.Saray maalesef 100. yılda bugünkü değil dünkü kupalarıyla övünecek. Sonra da Canaydın, 4 senenin sonunda müşterilere yeni fikirlerini sunup, oy isteyecek... Peki yine yerler mi dersiniz? Eee, yerse...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.