Futbolu oynayamayan futbolcular... Futbolun oynanmadığı bir futbol ligi... İşte burası Türkiye... G.Saray'ı bir hafta Necati, öteki hafta Hakan Şükür... Fener'i bir bakıyorsunuz Alex, bir bakıyorsunuz Van Hooijdonk... Beşiktaş'ı ya Carew ya da İbrahim Akın denilen yeni yetme... Üç büyük belli başlı bir kaç oyucusunun sırtına yüklenmiş gidiyor. Fakat ne yazık ki, her zaman olduğu gibi ligi de yine onlar yüklenecek bu sene... Yine onlardan biri şampiyon olacak, yine onların üçü ilk üçte, dörtte, bilemedin beşte olacak... Peki ya Trabzon? İnanın bu konuda ben hiçbir şey anlamış değilim... Şimdi diyeceksiniz ki, Trabzon da bir Gökdeniz, bir Fatih Tekke'nin sırtına binmiş gidiyor... Hayır, kesinlikle hayır... Durum öyle bir durum değil. Geçen yıla başlarken en kötü yeri defanstı, bir anda en yakışıklı bölgesi defans oldu. Tolga, Erdinç ve Volkan diye üç tane herif, önce oynadıklarıyla aklımızı başımızdan aldı. Ve sonra da üçü de bir kalemde nazara gelip sakatlanarak... Trabzon, "Tamam bitti" denildiği yerden yeniden doğdu... Türkiye'nin en iyi defans üçlüsü gözüyle bakılan Tolga, Erdinç Volkan olmasa da olurdu. Çünkü bu sefer de Tayfun, D'Haene ve Celaleddin'den oluşan üçlüyle Türkiye'nin yine en az gol yiyen takımı unvanına sahip oldu Trabzon... İşin doğrusu, ne Ziya Doğan'ı anlıyabiliyorum, ne Tayfun'u, ne D'Haene'yi ve ne de Celaleddin'i... Kardeşim siz mi büyük topçuydunuz da Türkiye sizi görmedi bugüne kadar?.. Ya da Ziya Doğan'da bizim bilemediğimiz, göremediğimiz, anlayamadığımız bir numara mı var? Adam, imkânsızlıklar içinde imkân buluyor... Adam, "Bundan topçu mu olur" denileni alıp tavan yaptırıyor... Adam trafik canavarı gibi... Önüne geleni tokatlıyor, önüne çıkanı şarampole yuvarlıyor... Trabzon'da artık bütün yollar şampiyonluğa çıkıyor... Sözü nereye getirmek istiyorum biliyor musunuz? Beşiktaş'a... Ve onun ünlü (!) hocası Del Bosque'ye... Ziya Doğan'la nikahlandıktan sonra geçen seneden beri tek yenilgi aldı Trabzon... Ve bu sene de hem futbolu iyi oynayıp hem de skor tabelasına yansıtan tek takım... Ama gelin görün ki adam Türk oğlu Türk diye midir nedir, Ziya Doğan tabelaya yazdırdığını Beşiktaş yönetiminin beynine, kalbine yazdıramıyor... Ama bir söz vardır; "Kör güneşi görmüyorsa güneşin suçu ne?"... O beyinler, o kalpler inkâr etse de, Ziya hoca bir gün o kalplerin, o beyinlerin yerine geçecek başka kalplere, başka beyinlere ismini bir gün mutlaka yazdıracaktır... Yeter ki, hocam bugünkü kadar hırslı ve başarılı ama bugünkü kadar da mütevazî kalsın... Ama bir gerçek daha var. Burası Türkiye... Bu ülkede Şenol Güneş saçı - başı, konuşması yüzünden çoook eleştirildi. Ve saçını nasıl taradığına bile karıştılar. Ve ne yazık ki, medyanın bu defaki yeni avlarından biri olan Ziya hocanın saçı da yok... Varsın olmasın be hocam... Saçına değil ama Türk futboluna verdiğin şekil var ya, bayağı bir fiyakalı be hocam...