Can çıkar huy çıkmaz... 1905'ten beri değişmedi değişmeyecek... 98 sene önce nasılsa aynen kalmış... İlklerin kulübü derken boşuna dememişler... Avrupa takımlarıyla maç yapan ilk Türk takımı... Son maç yapana bak, yine o... Düdüklü tencere değil, Avrupa'ya açılan pencere... Herkes ona koşuyor... Antepler, Ahmetler, Hamiler, hatta Kocaeli eşrafından allem-i Cihanlar... Ver Şaban'a gitmez yabana... Gel vatandaş gel... Cimbom'a gel... G.Saray bugünlerde yine inceden gidiyor... "Ver malını gör hayrını..." Bütün takımlar bütün futbolcular G.Saray'a gelmek için sırada bekliyor... "Kefen giyerim G.Saray formasını giymem" diyenler de... Büyük lokma ye, büyük konuşma... Sözün sahibi Elvir Baliç de el verdi... Oysa bazılarına göre G.Saray'a elini veren kolunu alamıyor... Antep, Batista'yı Bursa Murat'ı verirken G.Saray'ı değil parayı düşündü... Kolu kaptırmayı bile göz aldı... Ne de olsa çocukları Avrupa'ya satılırsa kâr alacaklar... Ama tarih yalan söylemez... Hani tribünde bağırıp, çağırıyorlar ya; "Gerçekleri tarih yazar, tarihi de G.Saray..." Harbiden doğruymuş... Hani şu "G.Saray'a futbolcumuzu verelim de Avrupa'dan bir kısmeti çıkar belki" diyen kulüp başkanlarımız var ya, bayağı haklıymışlar meğer!.. Şimdi Fenerli'si de Beşiktaşlı'sı da sıkı dursun... G.Saraylı yöneticilerin her defasında "Futbolcunuzu bize bedavaya verin Avrupa'da vizyona çıkaralım. Siz de kazanın biz de..." şeklindeki felsefesi bugünkü muhabbet filan değil, olay ta, 1911'lere kadar dayanıyor... Tam 81 sene öncesine... G.Saray, bir Türk takımı olarak ilk defa bir Avrupalı'yla maç yapacak... Rakip Macar Kolojvar... Ne yapmış Cimbom, biliyor musunuz? F.Bahçeli Galip'i tek maçlığına almış bu maçta oynatmış... Galip, hemen değil ama sonrasında elin gâvuruyla transfer masasına oturmuş, anlaşamamış kalmış... Cimbom bıkmamış usanmamış... Dostluk bu ya, illâ bir Fenerli'yi Avrupa'ya satacak... 10 yıl sonra... Tarih; Ağustos, 1921... G.Saray, kendisinden sonra Avrupa turnesine çıkan yine ilk Türk takımı... İlk durak Almanya... Rakip; Karlsruhe... G.Saray formasıyla yine bir Fenerli; Bekir Refet... Onun adı Fenerli Bekir, G.Saray forması sebil... Ve Almanlar Bekir'e hayran kalıyor, transfer ediyor. Bekir artık, Fenerli değil, Karlsruheli Bekir... Ve futbol tarihimizde yurt dışına transfer olan ilk Türk oyuncu... Gördüğünüz gibi G.Saray, ilkleri yalnız kendi yaşamıyor, paylaşıyor... Oysa, o tarihi dostluk nasıl da tarihi düşmanlığa dönüşmüş bugün?.. Aklım hafsalam almıyor... Yekvücut olduğumuz tek bir konu kalmamış... Milli Takım'ı konuşurken bile yekvücut değiliz artık... Kore'ye gece yarısı havalanan uçağı uğurlarken rahmetli Bekir düştü aklıma... Onu Almanya'ya götüren uçağı düşündüm bir an... G.Saraylılar arasında bir mutlu Bekir.... Ve bir de Kore yolcularını... Federasyon başkanından, teknik direktöre, futbolcuya kadar herkesin bir düşmanı vardı... Onlar Milli Takım için uçuyorlardı ama olsundu... Maksat düşmanlıktı işte... Onlar umuda uçarken dualar arasında, bedduaları da duyar gibiydim... Neydi bu kin, nedendi bu nefret?.. Rahmetli Bekir mezarından kalksa da cevaplayıverseydi...