Rüyada Fener görmek aydınlık günlere delalettir... Gerçek hayatta Fenerli olmak; dehşet dolu geceler, çoğunlukla kâbus ve hüzünlü günler yaşamak manasına gelir. Fenerli'yim demekle, veremliyim demek arasında fark yoktur. Rüyada Aslan görmek liderlik vasıflarına haiz olmaktır... Başarıya işarettir... Gerçek hayatta G.Saraylı olmak; mutluluktur, huzurdur, UEFA Kupası'dır, Süper Kupa'dır... Şampiyonluklar oğlu şampiyonluklardır. Rüyada Kartal görmek, kâh yüksek uçmak, kâh yere çakılmak belirtisidir. Gerçek hayatta Beşiktaşlı olmak; siyah, beyaz, gri ve renksiz bir hayatı kabul etmektir. Kısır döngü içinde med - ceziri yaşamaktır. Umut hep vardır ama, o sadece Beşiktaşlı'nın hiç bitmeyen azığıdır. Rüyada hamsi görmek kısmeti bol manasına gelir. Gerçek hayatta Trabzonsporlu olmak; tam tersine bahtsız, bedbaht, beyhude bir ömür geçirmek demektir. Örnek; benim çocuk 15 yaşında henüz Trabzon'u şampiyon görmedi. Diğerlerinin ne rüyası ne de gerçeği mevcut olmadığı için yoruma müsait değiller... FENER'İN AYIPLARI VE KAYIPLARI O.Lyon maçının sonlarına doğru sarı - lacivert bir çığlık; "Bizim Fener'i Edirne'den öte salmayın..." Fener, Şampiyonlar Ligi'nde tersinden dörtte dört yaptı ve yine derde dert kattı. Fener, daha bingo yapamadan, G.Saray, çinkoyu tombalayı çoktan buldu. Fenerli günlerdir çaresiz... Fenerli aylardır uykusuz... Fenerli senelerdir Avrupa'sız... Bir Türk vatandaşı olarak, kendimi ihanete uğramış gibi hissediyorum... Ve ne hakla?.. Kim, neden, niçin, nasıl?.. Hangi beyin... Hangi yürek... Neden boşa bunca kürek?.. Fener kocaman... Ama kafalar küçük... Beyinler minnacık... Ve sarıyla lacivert ahenkli değil artık... Ve çünkü; F.Bahçe'de hedef; Türkiye Ligi maçlarında Şükrü Saraçoğlu'nda yenilmemek... Dile kolay Antalya'yla tam 23 maç oldu. G.Saray'da hedef; Avrupa kupalarında Ali Sami Yen'de yenilmemek. Eh, o da fena sayılmaz 17 maçtır yenilmiyor. İşte aradaki felsefe farkı; biri kulüp öbürü mulüp... Demek ki; parayla saadet olmuyor... Demek ki, "Bas bas paraları Fener'e" zihniyetiyle de olmuyor. Bir tarafta 80 milyon dolarlık Fener'in hali... Diğer tarafta 11 yıldızını kaybetmiş borç içinde yüzen G.Saray... Biri Avrupa'da lider, öbürü hep keder hep heder... 25 milyonluk bir cumhuriyet için için ağlıyor... Her türlü zillet, illet, ayak kaydırmaca... Gelen Lyon, giden Leverkusen... Eskiden G.Saray'ı yenerek teselli bulunurdu; şimdi o da tarihi eser oldu... AVRUPA, DİNGO'NUN AHIRI MI? Oysa G.Saray'da durum ne kadar da farklı... Amerika'da şarbon Avrupa'da Cimbom paniği yaşanıyor... G.Saray, Şampiyonlar Ligi'ni dingonun ahırı zannetti. "Çat" kapı, "Ben geldim"... Lazio, Nantes v.s. gibi takımların artık ödleri kopuyor. Aslan'la baş edebilmek için birazcık harbiden R.Madrid, gerçekten B.Münih, hakikaten M.United olmak lâzım. Onun bile garantisi yok. Amma velâkin... İkisine de nâcizane tavsiyem; G.Saray, yeniden Avrupa Şampiyonu olmak istiyorsa; şu anki mevcut takımı, Fener birşey olmak istiyorsa aklını başına toparlasın... Bu ülkede başka Fener yok... Avrupa'da başka Cimbom olmadığı gibi... SİYAHLA BEYAZ, BORDOYLA MAVİ Beşiktaş'la Trabzon çağa ayak uyduramadı. Futbolu değil, evde kalmış kızları oynuyorlar... Biri "arabacı takımı" olarak kalmayı yeğledi, diğeri de "uçak" değil, lakaplarına uygun kalsın diye, "uşak" olmayı tercih etti. İkisi de birer "İflah olmaz hayal gönüllüleri"... Şampiyonluğu "umut" değil, "unut" anlamışlar... Şampiyonluğu gazete ilânıyla bulacaklarını düşünüyorlar... Reytingleri acayip düştü.... Biz şimdi geçmişe mazi diyoruz...