Şikâyet gibi olmasın ama...

"Hay senin ayağına..." diye bağırdı Talay abi... "Sen ne zaman G.Saray'ın maçına gelsen puan kaybediyoruz..." Belli ki çok kızmıştı G.Saray'ın kaybetmesine... Rakip Barça'ydı... İspanyollar'ın Barcelona'sı... İstanbul'da G.Saray'ı 1-0 yenip kupadan elemişti geçen yıl... Ve ben ilk defa Talay Erker'in takılması sonrasında tanımıştım Seçkin abiyi... Talay Erker'in şakasına hiç tepki vermemişti Seçkin Türesay... Üstelik donuk bakışlarıyla da tekzip etmişti onu... Neden etmesindi ki? G.Saray kaybettiyse Seçkin abinin suçu neydi? Antrenör ya da hakemlerin yanlışını ona yüklemek de neyin nesiydi? Taktiği iyi veremeyenle maçı iyi yönetemeyen düşünsündü!.. Ama aklımın bir köşesinde de kalmıştı Seçkin abi... Belki de sebep yanlarındaki Naci Arkan'ın attığı kahkahalardı... Güzel gülmüştü doğrusu... Beni de bir parça krize sokmuştu... Ama o gülüşüyle birşeyleri anlatmak ister gibiydi Naci Abi... Çok sordum söylemedi. "Niye güldün"e cevap bulamadım... Ve bu yıl... Tarih 8 Aralık, yer yine Ali Sami Yen... Rakip Beşiktaş... Naci abi güleç bir yüz ifadesiyle bana birini işaret ediyor; "Soluna bi bak..." Döndüm, baktım bi şey yok... Anlamadım, geçiştirdim... Sonra, "G.Saray bugün kayıp" dedi gülerek... Ve iddia da etti; "Hem de hiççç şansı yok..." Çünkü yine gazeteci ağabeyimiz Seçkin Türesay gelmişti tribüne... Ve Naci abinin tahmini tuttu, G.Saray kaybetti... Yine bu sezondayız... G.Saray, Denizli'yle evinde oynuyor... Tribünde Naci abiyle komşuyuz. Bitişik oturuyoruz... Kıs kıs gülüyor... "Soluna bak..." Döndüm baktım... Ancak maçtan sonra anladım.... Seçkin abi!.. Evet Seçkin Türesay'ı göstermiş meğer... Ve sonraki haftalarda Seçkin abisiz oynanan maçlarda Naci abi de her defasında, "Rahat seyret G.Saray kazanır" garantisini verdi. Ve G.Saray hep kazandı... Gün Adana maçı için gelip çatmıştı... "Yok dedi..." Naci Arkan... "G.Saray bugün iflah olmaz..." "Niye" diye sormadım... Soluma baktım, Seçkin abi... Yerini almış maçı bekliyor. İnanmak istemedim ve bastım cevabı; "G.Saray, bugün Adana'yı da yener... Hakemleri de yener, federasyonu da, Seçkin abiyi de..." Ama yenemedi... Naci abinin "Yenerse dişimi kırarım" sözleri takıldı kaldı hafzımda... Bu hafta dua ettim Seçkin abinin gelmemesi için G.Birliği maçına... Çünkü G.Saray yine kaybeder, lig erken biter, tadı tuzu gider diye endişelendim... Naci abiden al haberi... "Seçkin abi burda, yorumu erken bitireyim bari" dedi. Eh, görünen köy kılavuz istemiyordu artık. Naci abi nasıl olsa G.Saray'ın Seçkin abi sebebiyle maçı kaybedip şampiyonluktan kopacağını çoktan tahmin etmiş yazısını da 10. dakikada yazıp bitirmişti.. O kadar emindi kendinden... Ama ben bu defa soluma bakmadım... Naci abiye, "Ben bu gece Seçkin abiye bakmayarak bu kötü gidişe dur diyeceğim. Ve şeytanın bacağını kıracağız" diyerek uğur yaptım... Ama ne mümkün... Seçkin abiyi ben bile durduramadım. Şimdi sarı-kırmızılı medya tribünlerinde Cimbom out, Seçkin Türesay in... Bir kaç yıl öncesinde borsada önemli bir servetimi yok etmiştim... Bir gece yatağa uzandığımda şöyle bir hayal kurmuştum; "Şimdi öyle bir güç olmalı ki bende G.Saray'a istediğim maçı aldırıp istediğim maçı kaybettireyim..." Ve şöyle sürüp gittim; "Öyle bir güç ki bu; G.Saray maçlarına gitmediğim taktirde G.Saray kazanıyor. Gidersem yeniliyor. Herkes gitmemem için dualar ediyor. Başkan, Fatih Terim ve bütün camia gelip ayaklarıma kapanıyor; 'Engin'cim n'olur maçımıza gelme'..." "Yok kardeşim gelirim giderim size ne" diyorum... Ve borsada kaybetmişim ya milyarları, servet döküyorlar önüme. Terim geliyor; "Olum Engin, borsadaki zararını kapatıcaz. Villa, limuzin, uçak ne istersen benden...." Ve havalara giriyorum... Teklifler güzel ama hayal oğlu hayal... Ve hayal gerçek oluyor... Benim değil ama Seçkin abinin önünde böyle bir fırsat var şimdi... Gerçek oğlu gerçek hem de... Benden söylemesi... Şampiyonluğun adresini verdim. Ama yine de G.Saray'ın bileceği iş...