Çok uzun zamandan beri sesi soluğu çıkmıyordu... Kimine göre son çarpışmalarında ağır yaralar almıştı, kimine göre yeni savaş hazırlıkları için gardını alıyordu... Ve dün tanınıdız mı bilmiyorum, ben görür görmez "İşte o" dedim. Seri adımlar, uzun toplar, müthiş fuleler, Kızılay'ı kıskandıran yardımlaşmalar... Hollanda az "koştu", öz konuştu!.. Topla oynamayı çok seven Sırbistan Karadağ'a karşı topu oynattı. Dimdik ayaktaydılar. Yalansız ve dolansızdılar... Bizdeki gibi değildi. "Yeniden yapılanma" arkasına sığınmıyorlardı. Hem yeniden yapılandılar, hem 2006'ya katıldılar. Sırplar bildiğiniz gibiydi. Adı Yugoslavya olmasa da bal gibi "Yugo"ydular. Klasik teknikleri ve kişisel becerileriyle göze hoşgeldiler. Bizim Ankaralı Jevric'in golde yapacağı tek şey vardı, Cüneyt Arkın gibi olmak. O da bizden birine aitti vesselam!. Hollanda veya Sırbistan Karadağ... Onların klasikleri; her şampiyonada olmak, bizim klasiğimiz ise; olmamak. Adamlar leblebi gibi Robben'ler, Van Persie'ler, Dirk Kuijt'ler yetiştiriyor. Üretim öyle çok ki, Davids, Makaay, Seedorf, Kluivert bile devre dışı kalıyor. Türkiye'de 70 milyon Hakan Şükür kadroya alınmadı diye ağıtlar yakıyor. Biz bu kafayla Hollanda'yı, Sırbistan Karadağa'ı seyrederek daha çoook ağıt yakarız.