Mönü bayağı zengindi... Daha ilk devrede futbola doyurdular... Goller vardı, direkler vardı, pozisyonlar vardı... Ve kartın envai çeşidi... Sarısı, kırmızısı, yeşili!.. Mücadele hırsı, emek hırsızlığı... Ve Diyarbakır... Ve G.Saray... Cimbom, deplasmanda oynaması gerektiği gibi oynadı. Fatih Terim de bana göre çıkarabileceği en iyi kadroyu çıkardı... Hasan Şaş ise belki de bu sezon en harika oynayabileceği maçı kaçırdı! Peki ya Diyarbakır? İşte onlar hiç de evsahibi gibi değillerdi... Korkaktılar, tedirgindiler ve sinirli... Millet alışverişte görsündü. Maça değil, çarşıya pazara gelmiş gibiydiler... Ama cebinde 5 parası olmayan müşteriydiler... Sanki kavgaları G.Saray'la değil, yönetimleydi... Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla... Evren'in tokadı Cihan'a değil, parasını vermeyenlereydi... Peki ya Ümit Kayıhan'ın korkuları?.. Maç öncesi açıklamasından belliydi Ümit hocanın ümitsiz olduğu. "İlk 15 dakika G.Saray'a göre oynayacağız" demiş ve eklemişti, "15 dakikayı kazasız atlatırsak puan alabiliriz..." Ama korkunun ecele faydası yoktu. Ve olmamıştı da... Daha ilk dakikalarda gelip gitmeleri ve kaçırmaları da aslında korkunun başka adıydı... Bir an önce gol atsak da defansa çekilsek zihniyeti... Aslına bakarsanız G.Saray için de durum pek farklı değildi. O da Diyarbakır'dan korkuyordu. Ama Aslan'dı ya, belli etmek olmazdı. Hele bir de oyun başlayıp hasmının birşey yapamayacağını anlayınca sallamaya başladı pençelerini. Bir Ümit vuruyor, bir Volkan patlıyor, Cimbom durumu 2-0 yapıyordu. Doğu'nun çocukları ancak golleri arka arkaya yiyince uyandılar... Baktılar ki, çarşı-pazarda değil, sahadalar... Tek gözü karaları ve hep önden gidenleri Murat Hacıoğlu'ydu. Ve iyi de vururdu. Vurdu ve Diyarbakır için ümit kapısı aralandı. Ama ümit sadece fakirin ekmeğiydi. Aslan da futbol fakiri Diyarbakır'ın elindeki ekmeği söke söke alarak midesine indirmeyi iyi becerdi. Cimbom, şampiyonluk yolunda belki de en zor olan maçı en kolaya çevirerek kazandı. Belli ki şampiyonluğa olan inancını Diyarbakır'a da taşımıştı... Ne diyelim afiyet olsun, gerisini de Beşiktaş düşünsün...