...tıramadıklarımızdan mısınız?

A -
A +

Son günlerde meydana gelen hadiseler kanıma dokunuyor. Türkiye'de üç büyükler hegemonyasıdır gidiyor. En şampiyon onlar... En zengin onlar... Oyuncunun kralını (!) alırlar, federasyona markaj yapar, MHK'yı yönetirler... Para için yapmayacakları yok.... G.Saray, UEFA Kupası şampiyonu olunca ortaya koyulan altın ödülünü almak için sabahın altısında Ankara'ya gidip devlet kapısına dayanmıştı; "Altınlarım..." diye... O günkü devlet bakanı bilgisayarlardaki arızadan dolayı bunun mümkün olamayacağını söyleyince Faruk Süren akşama kadar başında dikilip, "Olsun biz tamir edilmesini bekleriz" deyip bir çuval altınla İstanbul'a döndü. Geçenlerde de üç büyük kulübün centilmen başkanları yine Ankara'yı su yolu yaptı, devlete olan vergi borçlarını bir güzel sildirdi. Onların beş para etmez futbolculara sorumsuzca kaptırdıkları trilyonlar da böylece bizim cepten çıktı. Adamlar güçlü, adamlar aç gözlü... Basketbolda havuzdan sağlanan parayı kapmak için 'Ligden çekiliyoruz' deyince haydaa, herkeste bir panik. Efes'le Ülker kalktılar, "Tamam biz havuz parası almayalım, bizim hakkımızı da siz alın. Yeter ki ağlamayın" deyince o paralara da kondular. Adamlar doyumsuz... Durun daha bitmedi... Geçen gün voleybolda küme düşme kalktı! Peki niçin? Çünkü G.Saray bayan takımı ve Beşiktaş erkek takımı bu sezon ligden düştü de ondan... G.Saray'ı, Beşiktaş'ı küme düşürmek, kimin haddine..? Tüzük anında değişti. G.Saray kurtuldu ama tüzüğü değiştirenler küme düştü... Gözümüzün içine baka baka, çatır çatır şikenin kralı yapıldı. Ve garibim Malatya... Bir yiğit gurbete çıksa gör başına neler gelir? Doğu'daki müthiş kar yağışı ve olumsuz hava Malatyaspor'un İstanbul'a gelmesine engeldi. Pazar günkü maç için İstanbul'a gelmeye çalışan sarı-kırmızılı ekip uçak seferlerinin iptali ile şoka girdi. Malatyaspor, saf Anadolu çocuğu... Öyle kolay vazgeçmez. Beylere ayıp olmasın diye, Antep'ten uçmayı denedi ama o da olmadı. Sonra federasyona faks çekildi; "Biz İstanbul'a gelemiyoruz..." Yani önlem maksadıyla maçın ertelenmesi talebinde bulundular. Vay efendim erteleme mi dediniz? "Çabuk İstanbul'a gelin, yoksa..." Başkan Hikmet Tanrıverdi, çok üzüldü bu duruma. Hatta, "Başımıza kaza-bela gelirse bunun sorumlusu kim olacak" gibi sözler sarfetti. Üstelik maçın oynanıp oynanmaması Malatyaspor İstanbul'a gelince ortaya çıkacaktı... Çünkü bir yandan İstanbul'u da kar götürüyordu. Ama 'büyükler' musallat olmuştu bir kere... Onlar maç oynansın derse oynanır, istemezse oynanmazdı... Gelinecekti, çünkü G.Saray, -bu kez- maçın oynanmasını istiyordu... Nasıl ki geçen haftaki Denizli maçını oynamak istemediyseler... Çok ürktü, boyun büktü Malatya. Otobüs tuttular yola çıktılar... Az gittiler uz gittiler, dere tepe düz gittiler... Tam 30 saat sonra kar-kış demeden, yemeden içmeden Yedi Tepe İstanbul'a vardılar... Aney.. O da ne? Bizim Ali Sami Yen bembeyaz... Olsundu... Orada müthiş (!) bir çalışma ekibi vardı. Koskoca Ali Sami Yen'de maç mı ertelenirdi! Ve maç oynandı... Tabiat kanunları (!) işledi ve büyük balık küçük balığı yuttu... Denizli'yi, işine gelmedi diye geri postala, 'oynamam geldi' diye Malatya'yı otobüsle İstanbul'a getirt... Üç puan G.Saray'ın oldu belki ama aslında kaybettiler. Şimdi anlamakta zorlanabiliriz ama zaman er ya da geç Malatya'yı haklı çıkaracaktır. Onlar kaybetmek uğruna kazandı. Yoksa siz hâlâ Malatyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.