Hernandez Creus Xavi... İspanya futbolunun önemli şahsiyeti... Barcelona'nın orta sahasından bir yıldız... Katalonya'da doğmuş üstün bir yetenek... Nereden bakarsan bak, karizma dizboyu... 22 yaşında, aklı başında... Ve Barcelona... İspanya futbolunun devi... Bağımsızlık mücadelesi veren Katalanlar'ın baş tacı... Slow parçalarıyla ünlü şarkıcı Rodrigo'nun "Gitar Konçertosu"nda bel bağladığı kahramanı... Katalanlar'ın medar-ı iftiharı... Bask gerillalarının bağımsızlık adına İspanya'ya karşı verdiği amansız mücadeleyi, Barça da futbolda veriyor... Bir gün gelir de o Katalanlar, hedeflerine ulaşırsa Real Madrid - Barcelona maçları olmayacak... Nasıl ki, Türkiye Türkler'inse... Real, İspanya'nın Barcelona da Katalanya'nındır... Barcelona, küçük yaşlarda dilimize dolanmaya başlayan, futbolu bize sevdiren bir dünya kulübü... G.Saray'la olan savaşlarından dolayı bir anda daha da yakından tanıyıverdik onları... Peki ya tanımadığımız başka tarafları yok mu?.. Tutucu, inatçı, gururlu... 120 bin kapasiteli Nou Cump Stadı var... Ama göğüslerinde bir reklamı bile yok... Almıyorlar... Onur meselesi sayıyorlar; "Dünyada hiçbir firma Barcelona'nın üstünde değildir..." Fakat, futbolcuların maça çıktığı, orijinal formalarının iç kısmında "En büyük Allah'tır" diye bir ifadeleri var... Maç başlarken haç işareti yapan başkanları, kulübe özel tutulmuş papazları var... Acaip gerici (!) bir kulüp... Esas şimdi sıkı durun... Bu söyleyeceğim hepsinden daha önemli... Maç başlarken haç işareti yapan başkanları Joan Gaspart var ya... Hani o; İspanya futbolunun önemli şahsiyeti... Barcelona'nın orta sahasındaki yıldızı, Katalanlar'ın üstün yeteneği 22 yaşında, aklı başındaki futbolcusu Xavi'yi kadro dışı bıraktı. Sebep; Pazar günü bir maç öncesi kiliseye gelip dua etmediği için... Hoppalaaa... Gaspart'ın da yaptığına bak... Sorduk, Barcelona'da böyleymiş... Barcelona, her maç öncesi A'dan Z'ye bütün futbolcular, başkan Joan Gaspart ve teknik direktör Carles Rexach liderliğinde kiliseye gider ve ibadet ederek, bu vesileyle kulüp işlerinin iyi gitmesi, maçların kazanılması için Allah'a dua ederlermiş. Xavi, "Ben ateistim, gitmem" demiş... Vay sen misin "Gitmem" diyen, ateist olan? Gaspart'ın emriyle adam kadro dışı... Kilisiye gitmediği sürece forma morma yok... Be Xavi, kilise uzak yerde de değilmiş. Tesislerin içinde, antrenman sahasının dibindeymiş... Elinde mi kalırdı, gitseydin... İnşaallah o Gaspart seni bir pula Gaziantepspor'a satar da Celal Doğan'la tanışırsın, ne diyeyim... VE ÖMER, VE HASAN, VE MERT Laf lâfı açarmış... Gaspart dedik, Xavi dedik, eveledik, geveledik lafı Celal Doğan'a getirdik... Boşuna getirmedik... Ömer, Hasan ve Mert... G.Antepspor'un Milli Takım görmüş üç yıldızı... Ama şimdi Antepli değiller. Çünkü kovuldular... Çünkü bir maç öncesinde namaz kıldılar... Göztepe'nin cezası sebebiyle İstanbul'da oynanan maçta koskoca Ali Sami Yen Stadı'nda namaz kılacak yer bulunamayınca mecburen soyunma odasını seçtiler. Takım arkadaşlarından da odada yer açılması için dışarı çıkmalarını rica etmişler. Vay ricacılar, vay yobazlar... "Gericilerrr, defolun... Burası lâik bir yer, burada size yer yok..." Vah benim laikliğim vahh... Kimlerin eline kalmış.. Hem de bunu söyleyen sevdiğim ve sevdiğimiz bir isim; Celal Doğan... İşte Antep ve işte Barcelona... Biri başkan Joan Gaspart, öbürü başkan Celal Doğan... Onlar insan inancıyla oynamayı futbol oynamayla karıştırmıyorlar... Biz bulamaç yapıyoruz... Antepli "Celal"lenirse Doğan bile durduramaz... Antepli, sürekli "Başkanlığı bırakıyorum, ne haliniz varsa görün" restine, restle karşılık vereceği günü de bilir...