Yeni bir ben lâzım!

A -
A +

Bize yeni bir biz lâzım... Mustafa Sandal, "Pazara kadar değil mezara kadar" derken doğruyu haykırıyor... Bu Milli Takım bize hep lâzım... 2004'te Avrupa Kupası'nda lâzım... 2006'da yarım kalan aşkı tamamlamak, Dünya Kupası'nı kaldırmak için lâzım... Şenol Güneş esas kendini şimdi göstermeli... Bize yeni bir biz... Yeni bir iz... Bize yeni bir yıldız lâzım... Medyasıyla, hocasıyla, futbolcusuyla... Hatta yeni bir halk!.. Fair playi ön planda tutan... Küfürden vazgeçmiş... Medya hava tahmini yapar gibi maç tahmini yapmasın artık... Gördük ki "Bu takım Şenol Güneş'le hiçbir varlık gösteremez" denilirken dünya üçüncüsü oldu... Yanıldık!.. Bunu itiraf etmeliyiz... Sindirmeliyiz... Hatamızı kabul etmeliyiz... Hocam sen de mahkemeydi muhkemeydi vazgeç... Hasan sen de, "Halk o spor yazarlarını cezalandıracak" diyerek ortalığı yangın yerine çevirme... Şimdi barış zamanı... Artık kırmızı-beyaz renkler in, diğer bütün renkler out... Ve Şenol Güneş'li Milli Takım'la yaşamasını öğrenmemiz gerekir... Karizması yoktu, oldu... Boru değil Dünya üçüncüsü takımın hocası... Milli Takım in, Çocuklar Duymasın out... Ba ba ba baaa... Nereden bakarsanız bakın karizma... Ama illâ da bize yeni bir biz lâzım... Bu Milli Takım'ın yarısından çoğu 2006'ya varamaz... Rüştüler, Bülentler, Alpaylar, Ergünler, Sergenler, Abdullahlar, Hakan Şükürler 30 yaş sınırında... Hepsi de takımın iskeletini oluşturuyor... İskeleti çıkar, et yığını... Bize yeni bir biz lâzım... Şenol Güneş için hâlâ şüphesi olanlar var ise, ki ben bunlardan biriyim... O halde hodri meydan... Şenol hoca için fesat düşünebilirim. Ve mesale şöyle diyebilirim; "Hazır takımı aldı... Şansı da varmış ki takımın tamamı uluslararası tecrübesi olan G.Saraylı futbolculardan oluşuyordu. Elemelerde çok kolay bir gruptan çıkardı... Finallerde ise yine şansı tuttu ve lokum gibi rakiplerle eşleştik. Buna rağmen Kostarika'yı bile yenemedik... İki önemli maç yaptık, ikisi de Brezilya idi... Sonuç; ikisini de kaybettik..." Sokrates Ölüme mahkum edildiğinde, eşi: "Haksız yere öldürülüyorsun..." diye ağlamaya başlayınca, "Ne yani..." demiş. "Bir de haklı yere mi öldürülseydim!.." İşte Şenol Güneş bugünkü dünya üçüncülüğünün büyük bir tesadüf olmadığını bizim gibi taş kafalara (!) anlatabilmesi için yeni bir biz, yeni bir iz bulması lâzım... 2006'ya kafa tutacak, kupayı kaldıracak kendi emeği, göz nuruyla kuracağı bir takımı bulması lâzım... Sanırım muhtaç olduğumuz kudret bu gözüpek Karadenizli uşağın kanında mevcuttur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.