Yolculuk nereye kardeş?

A -
A +

Aşk, arzu, hırs, şantaj ve cinayet taşlarıyla döşenmiş bir haftaydı. Bazıları için lig artık çıkmaz sokak... G.Saray gibi, Elazığ gibi, Rize, A.Gücü, Bursa, Adana gibi... Bu yolculuk nereye? Hiç soruyorlar mı kendilerine? Bazıları da akıl almaz hız denemesinde... Beşiktaş gibi... Amma velâkin Kartal sakın aradaki puan fakına güvenmesin... Bugün Saddam bile yakalanıyor artık... Mezarlıklar kendilerini mükemmel sananlarla dolu... Bir gariplik de var siyah-beyazlılarda... Bu müthiş yönetime karşı kongrede adaylar çıkıyor. Nasıl bir umut besliyorlar acaba? Lucescu konusunda da kararsız Kasımlar'dan birisiyim. Bu adam iyi mi kötü mü, tatlı mı ekşi mi, süper mi normal mi, kurşunlu mu kurşunsuz mu? Bilmiyorum, bilemiyorum... Ne Daum'la kıyaslayabiliyorsun, ne Terim'le... İkisinin yanında hoca değil desen diyemezsin. Rakibi hem de usulüne uygun kitap gibi okuyor, çiçek gibi kokluyor... G.Saray'daki imkansızlıklara rağmen Şampiyonlar Ligi'nde başarılı oldu, o köhnemiş, ucuz tarafından kiralanmış kadrosuyla lig şampiyonluğuna ulaştı. Terim'den de Daum'dan da üstün desek, koskoca UEFA Kupası'nı kazanmış Fatih hocayla, Almanya'da o zavallı Leverkusen'e zirve yaptırmış Daum'a haksızlık yapmaz mıyız? Chelsea'ye yenildikten sonra Lucescu dedi ki, "200 milyon dolarlık takıma yenildik. Onlarla kendimizi mukayese edemeyiz." Peki Akçaabat Sebat karşısında ecel terleri döken Beşiktaş'a ne denilmesi gerekir sayın Lucescu? Chelsea 200 milyon dolarlıksa Sebat 200 milyarlık takım... Yani Beşiktaş, Sebat'a göre Chelsea gibi duruyordu. Ama Lucescu'nun çocuklarına kök söktürdüler, 90 dakika boyunca verem hastası gibi öksürttüler. *** Aslında ben Lucescu'nun ne kadar iyi ya da kötü olduğunu anlamaya çalışmıyorum. Anlamaya çalıştığım şey şu; Türkiye'de bir kesim (buna G.Saraylılar'ın da çoğunluğu dahil) Terim'in üzerinden Lucescu'ya prim yaptırmaya çalışıyor, haksız mukayeselerle onca emeğe saygısızlık ediyor. Bu millet Lucescu'yu niye seviyor biliyor musunuz? Geçen yıl Terim'i yendiği, ona karşı üstünlük kurduğu için... Evet yanlış okumadınız... Terim düşmanları Terim'e karşı şu an kendilerini ancak Lucescu'yla tatmin edebiliyorlar... Fatih Terim 4 sene boyunca bu ülkede esti, ezdi, kırdı geçirdi. Yan bakamadılar... Güçlüydü, kuvvetliydi kodumu oturturdu. Medyanın büyük bir kısmı, o ne buyurursa emir telakki ederdi. Terim onlar için dünyalı değil, atmosferleri aşmış, marstan gelmişti. Ama bunu seve seve değil, istemeye istemeye kabullenmişlerdi. Ama imparator bugün çaresiz... Şimdi büyük bir fırsat geçti ellerine... Hırslarını çıkarıyorlar, intikamlarını alıyorlar. 4 sene boyunca Terim'in yaptıklarını şimdilerde zulüm olarak yorumlayıp, insafsız eleştirilerle acısını çıkartıyorlar. Aynı Iraklılar'ın Saddam yüzünden ABD'ye arka çıkması, sokaklarda zafer turları atması gibi... Türkiye'de büyük bir kısım Lucescu'yu Terim'den nefret ettiği için seviyor ayaklarına yatıyor. Oysa Terim'in ona ilk 'adamcağız' ifadesini kullanmasının sebebi de yine medyanın ta kendisidir. Terim, İtalya'dayken Lucescu medyanın ortak hedefiydi. Vuran vuranaydı... Gelinen noktada kim haklı, kim haksızın tartışmasını yapmaya gerek yok. Türkiye'de kurallar maalesef Terim'in 4 sene boyunca uyguladığı şekilde işliyordu. Sert olmazsan, yüz verirsen herkesi başına bela eder, keder çekersin. Ama bunu güçlü olursan yapabilirsin... Hani derler ya galip her zaman haklıdır... O hesap... Ama Terim bugün mağlup... O halde vurun abalıya... Her yerin kendine has zavallı insanları vardır. Bizim medyanın, bizim ülkenin zavallı insanlarla dolu olduğu gibi... Ya da bugün Terim'i yerden yere vuranlar gibi... Ben onları neye benzetiyorum biliyor musunuz? Hani lunaparklarda, panayırlarda yapma mankenler vardır. Basarsın parayı, gerilip şöyle suratının tam ortasına okkalı bir yumruk atarsın... Eğer tatmin olmazsan bir daha gerilirsin... Olmadı yine, olmadı bir daha... Evet bunu saymıyoruz... Çünkü henüz düşüremedik Terim'i... Amma ve eğer bizim yumruklarımızla yere serilecekse zaten yazıklar olsun o Terim'e... Bu memlekette zavallı insanlar var, agresif, kompleks sahibi, bulunduğu her ortamda huzur bozan, kraldan fazla kralcı, dik kafalı, sevilmeyen... *** Aşk, arzu, hırs, şantaj ve cinayet taşlarıyla döşenmiş bir haftaydı... Trabzon'un şampiyonluk özlemleri, F.Bahçe'nin hırsı, Lucescu'nun, "Devre arasında bazı arkadaşlarla yolları ayıracağız" şantajı ve Terim'i bir cinayet süsü vererek ortadan kaldırmak arzularıyla yanıp tutuştuğumuz bir haftayı daha bitirdik... Bazıları için lig artık çıkmaz sokak... G.Saray gibi, Elazığ gibi, Rize, A.Gücü, Bursa, Adana gibi... Bu yolculuk nereye? Hiç soruyorlar mı kendilerine? Peki Terim'i öldürüp, onun üzerinden Lucescu'ya prim vermeye çalışanlar; bu yolculuk nereye? Hiç soruyorlar mı kendilerine?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.