Artık o evde kalmak istemiyorum!

A -
A +

Tuncer beklemelerini işaret ederek eve geri girdi. Bir köşede oynayan Ümit'e baktı. O camın önünde otururken uyanmıştı küçük çocuk. Bir bardak süt vermişti eline Tuncer. Emine ise tekrar uyumuştu. Uzun süre gözleri kardeşlerinde takılı kaldı. Sonunda hızla fırladı evden. Kapıyı kapatıp koştu ilerleyen çocukların ardından. Bir süre hızlı adımlarla duraklamadan yürüdüler. Sonunda yorulup bir duvarın üzerine oturdular. Ümit yan gözle Tuncer'e baktı: - Neden böyle bir karar verdin bakalım? Omuzlarını silkti küçük çocuk. "Hiiççç..." diye mırıldandı. - Artık o evde kalmak istemiyorum. Her gün kavga gürültü var. Benim başım da yanıyor arada. Ömer içini çekti ellerini yırtık pantolonunun cebine koyarken. - Hep öyledir zaten, sen arada kaynarsın. Güçleri sana yeter herkesin. Benim babam da anamla dalaşır beni döverdi. İşinde canı sıkılır beni döverdi. Sonunda işi falan da kalmadı ya... Parası kalmaz, içki alamaz, beni döverdi. Diğer çocuklar da kafalarını salladılar aynı kaderi paylaştıklarını belli edercesine. Tuncer yutkundu: - Beni çırak verecekti birinin yanına. Halbuki ben okumak istiyorum, okula gitmek istiyorum. İkinci sınıftaydım köyde. Karnem de hep pekiyiydi. Öğretmenimiz "sen büyük adam olacaksın" derdi. Çocuklar hayretle baktılar onun yüzüne. Kendilerininkinden ne kadar farklı hayalleri vardı küçük çocuğun... *** Önder bey arkadaşı olan Avukat Orhan Bey'in yardımıyla velayet için gereken müracaatı yapmış, Yakup'un imzasını ve konu hakkındaki vekaletini almıştı. Şimdi iş mahkemeye, hakimin velayet kararını vermesine kalmıştı. Tanıdıkları vasıtasıyla üç gün sonraya mahkeme gününü aldılar. Yakup noter huzurunda yazılı bir ifade hazırladı ve imzaladı. Artık velayet mahkemesine gelmesine bile gerek kalmamıştı. İşlerini bitirdikten sonra eliyle ukalaca bir selam vererek ayrıldı Önder beyden: - Hayrını gör beyim. Ha... Verdiğin bu kağıt şimdi bankada para haline geçecek değil mi? Önder bey sert bir sesle cevap verdi. - Evet, hemen git, versinler. Yılışık bir tavırla sırıttı. Abartılı bir tavırla yürüyüp uzaklaştı. Önder bey onun ardından kızgın bir ifadeyle baktı. Yakup çekin üzerinde adı yazan bankayı fazla aramadı. İçeri girip çeki sallayarak bankoya doğru yürüdü. - Bunu alacaktım... Görevli memur başıyla beklemesini işaret etti. Sırada üç dört kişi vardı. Biraz da mahcup bir tavırla geri çekildi. Çakır gözlerini etrafta gezdirdi. Aklında öğleden sonra oynayacağı oyun vardı. Avuçlarının içi kaşınıyordu adeta. İçinden bir his bu sefer mutlaka kazanacağını söylüyordu. Bir an önce parasını almak için sabırsızlanıyor, dakikalar geçmek bilmiyordu sanki. Sonunda oldukça yüklü miktardaki çeki tahsil edebildi. Paraları kollarının ucu yırtılmış, rengi solmuş, artık kendisine küçük gelen ceketinin iç ceplerine, pantolonunun arka ceplerine yerleştirdi. Keyifle çıktı bankadan. Nerede olduğunu bilmiyordu ama her zaman oyun oynadığı kahveye epey uzak bir semtteydi. Cebindeki paraya güvenerek bir taksi çevirdi. Yarım saat sonra kısa boylu kahveci çırağı Mehmet'in tezahüratlı karşılamalarıyla kahveden içeri giriyordu: - Vay, vay, vay... Yakup ağabeyimiz gelmişler... Hoş geldin ağabey. Seninkiler tam tekmil burada. Hemen geç masana. Çayın da geliyor hemen... Sırıtarak ilerledi masaya doğru. Sandalyeyi çekerken masadakileri selamladı: - Merhaba ağalar, başlayalım hemen, avuçlarım kaşınıyor bugün... Adamlardan biri atıldı: - Bak Yakup, önceki gibi orta yerinde param bitti, kaybettim diye sızlanmak yok aslanım anladın mı? Adam yüzündeki gülümsemeyi daha da derinleştirdi. Sigaradan sapsarı olmuş dişleri çıktı orta yere: - Yok ağam, öyle şey mi olur, hepinizi satın alacak kadar param var artık. Başını çevirip çay ocağına doğru bağırdı: - Bizim masanın çayları benden, haydi bakalım, dağıt... Masadakiler merakla dudak büktüler. Mehmet dört tane çayı tepsisini sallayarak getirdi, servis yaparken sordu. - Hayırdır Yakup ağabey, miras mı kaldı birden? - Miras gibi bir şey... Talih kuşu bu talih kuşu. Üzümü ye, bağını sorma demişler... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.