Bu evden gitmek istiyorum!

A -
A +

Zehra'nın omzunu sıvazlamakla yetindi Saadet hanım. Ardından yapılacakları tembih edip Asiye'yi alarak çıktı. Zehra odanın hazır olduğunu görüp dışarı çıktı. Odadan çıkan eşyaları antreye taşıdı. Orada yığarak bıraktı. Çok geçmeden kapı çalındı. Önder beyin yanında çalışan genç bir çocukla geldi mobilyalar... Yerleştirip kurdular... Bir saat içinde oda hazırlanmıştı bile. Zehra kızının odasına baktı... Mobilyalar çamdı. Şilte en son çıkanlardandı. Sadece resimlerini görmüştü bunların. "Allah bahtını da açık etsin, ne diyeyim!" diye mırıldandı. Aklı Tuncer'deydi... Gece olanları bir türlü kafasından atamıyor, küçük oğlunun öfkeyle gerilen yüzü gözlerinin önünden gitmiyordu. Korkuyordu nedenini bilmeden. İçini çekti. O kadar sıkıntısı vardı ki hangisine koşacağını, hangisini çözeceğini bilmiyordu. Emine son günlerde oldukça sararmış, zayıflamıştı. Ümit ise durgundu. Köydeki o cıvıl cıvıl çocuktan eser kalmamış gibiydi. Daha üç yaşındaydı ama o kadar hassas bir çocuktu ki her şeyin farkındaydı sanki. Birazcık oturdu. Yorulmuştu. Odayı gözleriyle kontrol etti. Pek güzel olmuştu. Burada yaşayacak can kendi canıydı. Ama bu güzellikleri yaşarken kızının mutluluğunu sadece hissedebilecek, göremeyecekti. Acı bir gülümseme ile mırıldandı kendi kendine: - Kim bilir, belki bir gün beni tanımaz bile. Unutur gider... Bu sırada kapının çalındığını duydu. Koşarak gitti. Saadet hanım elinde onlarca paketle bekliyordu. Yanındaki küçük Asiye'nin kucağında neredeyse kendi boyunda bir bebek vardı. - Biz geldik... Aşağıda paketler var Zehra.... İnip alıver ne olur. Asansörün yanında duruyor... Kızına kaçamak bir bakış fırlattı sevgiyle kadın. Telaşla indi merdivenlerden. - Gel bakalım, odamıza bakalım şimdi... Güzel olmuş mu? Bir saat sonra Asiye'ye alınan kıyafetler, oyuncaklar, ayakkabılar hepsi yeni odanın içine serilmiş, Saadet hanımla küçük kız da büyük bir hevesle yerleştirmeye çalışıyorlardı. Zehra ise onları buruk bir tebessümle izliyordu uzaktan *** Tuncer yalnız kaldığını anlayınca yatağından hızla kalktı. Uzaklaşan son model arabanın arkasından baktı. Annesi çıkmadan önce bir sürü şey tembih etmişti. Evde yalnız olduklarını, kardeşlerine göz kulak olmasını, kesinlikle onları yalnız bırakmamasını falan filan. Hepsine başını sallamıştı çocuk. Ümit'e baktı. Hâlâ uyuyordu. Emine ise ağzında biberonu kendi kendine sesler çıkartıyor, yattığı yerden bir şeyler yapıyordu. Hızla pantolonunu giydi. Annesinin hazırlayıp da bıraktığı kahvaltı sofrasından birkaç lokma bir şey attı ağzına. Pencerenin önüne geçti ardından beklemeye başladı. Bir saat kadar sonra gözüktü bekledikler. O her zaman çevresinde dolaşan üç sokak çocuğu gözükmüşler, dikkatle onun evine doğru bakıyorlardı. Cama vurdu parmaklarıyla. Eliyle beklemelerini işaret etti. Koşarak çıktı odadan, ayakkabılarını giyip fırladı dışarıya. - Merhaba... Nerede kaldınız? Adı Ömer olan en büyükleri alaylı bir şekilde gülümsedi: - Bak sen! Özledin ha bizi? Hayırdır oğlum, ne var? - Ben... ben de sizinle gelmek istiyorum. Eğer kabul ederseniz, sizinle yaşamak istiyorum artık. Bu evden gitmek istiyorum. Çocuklar hayretle baktılar onun yüzüne. Tuıncer'in ciddi olduğunu anlayınca Ömer düşünceli bir şekilde sordu: - Emin misin aslanım, bizim hayatımız zordur, anan, baban olmaz etrafında, bazen... Durakladı. Gözleri dolmuştu sanki, çevirdi göstermemek için başını, titrek bir sesle devam etti. - Bazen ararsın onları, bir sıcak kucak ararsın. Ama yoktur, hiç yoktu artık hayatında öyle bir şey. Razı mısın bunlara? Yutkundu Tuncer. Birden gözlerinin önüne babasının çıldırmış gibi annesine attığı tokat geldi. Başını salladı: - Razıyım. İstemiyorum burada kalmak... Ama... Korkarak baktı onların yüzüne: - Ama beş kuruş param da yok! Çocuklar gülüştüler... Ömer elini uzattı ona doğru: - Gel haydi gel... Kimin parası var ki... Bizim de yok. Biz de çalarak doyuruyoruz karnımızı. Yürü, gidelim o zaman. Buralarda bir müddet gözükmemek lazım artık. Kaşlarını çattı ve diğerlerine bakarak emredici bir tavırla bağırdı: - Mekan değiştiriyoruz artık... Haydi bakalım... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.