Heyecandan, konuşacak kelime bulamıyordu...

A -
A +

Arabanın içinde garip bir sessizlik vardı. Önder bey bütün dikkatiyle yola bakıyor, Saadet hanım ise heyecandan konuşacak bir tek kelime bulamıyordu. Kucağındaki Asiye'nin siyah saçlarını okşuyordu hafif hafif. Eğildi onun kulağına doğru: - Rahat mısın hayatım? Küçük kız başını salladı. Nasıl bir hayata doğru gittiğini bilmiyordu... Korkulu gözlerle etrafını süzüyordu. Bundan önceki gelişinde Saadet hanımların evinden bir şey anlamayacak kadar hastaydı. Nihayet evlerine geldiler yirmi, yirmi beş dakikalık bir yolculuk sonunda. Hemen kaldırıma yanaşıp indirdi Önder bey karısı ile Asiye'yi. Birlikte apartmana girip asansöre bindiler. Küçük kız hayretle baktı asansöre. Hafif bir korku geçirdi. Bunu anlayan Saadet hanım onu kucakladı: - Korkma, bu merdiven çıkıp yorulmayalım diye yapılmış. Bizi kolayca çıkartıyor üst katlara. Evin kapısının önüne geldikleri zaman genç kadın çantasındaki anahtarı çıkartıp kapıyı açtı: - Gel bakalım, şimdi seni odana götüreyim. Yarın birlikte çıkar, odanı düzenleriz. Gereken her şeyi alırız. Tamam mı? Başını salladı Asiye. Çekingen adımlarla girdi salona. Hayatında bu kadar güzel bir yer görmemişti. Önder bey de arabayı park edip gelmişti eve. Karı koca salon kapısının önünde durmuşlar, Asiye'nin tepkilerine merakla bakıyorlardı. Küçük kız salonda sanki incitmek istemiyormuş gibi ayaklarının ucuna basarak dolaştı. Sehpaların üzerindeki o değerli biblolara dokundu parmaklarının ucuyla. Yerde kaplı olan tüylü, yumuşacık halıya sürttü küçük ayaklarını. Pencerelerdeki dökümlü, ipekli perdelere baktı hayranlıkla. Saadet hanım bir adım attı odanın içine: - Beğendin mi Asiye, artık burası senin evin. Burada gördüğün her şey senin canım. Bir sevinç dalgası görüldü mavi gözlerde. Bir ışık parlayıp söndü sanki. Elini uzattı genç kadın: - Gel, şimdi seni odana götüreyim. Birlikte halı kaplı koridorda yürüdüler yavaşça. Saadet hanım kendi yatak odasının yanı başındaki küçük odanın kapısını açtı. - Burası senin odan olacak ama bu eşyaların hepsini değiştireceğiz yarın. Birlikte çarşıya çıkıp sen ne istiyorsan onları alacağız. İster misin? Küçük kız başını salladı "evet" anlamında. Diz çöktü kızın önünde. Onu iki yanağından öptü. - Şimdi gel, güzel bir banyo yapalım. Temiz olalım. Sonra yatar uyursun. Sabahleyin çok işimiz olacak... Asiye usulca mırıldandı: - Anam gelmeyecek mi yarın? - Gelir tabii. Gelir, meraklanma. Ama biz çarşıya yalnız çıkacağız. O çarşıya gelmeyecek bizimle. Onun evde işi olacak. Senin odanı hazır hale getirecek. Anlaştık mı? Yine "evet" anlamında salladı kafasını. Elinden tuttu Saadet hanımın. Banyoya doğru yürüdüler. Yarım saat sonra sıcak suyun etkisiyle kızarmış yanakları, Saadet hanımın sürdüğü mis gibi kokuları yayarak geldi salona Asiye. Beyaz, mavi mineli geceliğini giymişti. Önder bey onu görünce sevgiyle gülümsedi: - Vay vay, küçük hanım, pırıl pırıl olmuşsun. Haydi bakalım, gel seni bir kere öpelim, güzelce bir uykuya yat. Yanaklarından sevgiyle öptü. Ardından gülümseyerek baktı. Genç adamı asıl mutlu eden karısının yüzünde, gözlerinde gördüğü heyecan ve yaşama arzusuydu. Onun yorulmak bilmez bir enerjiyle yüklendiğini fark edebiliyordu. On dakika sonra geldi yanına genç kadın. Kendini koltuklardan birine bıraktı: - Yarın çok işim var Önder. Önce bir doktora gideceğim, kontrol için. Sonra da alış veriş... *** Yakup, elindeki çeke bir kez daha baktı keyifle. Sonra katlayıp cebine koydu. Cebindeki paketten bir sigara daha çıkartıp yaktı. Kuru bir öksürükle sarsıldı bir nefes çeker çekmez. Sonra güçlükle nefes alarak hırıltılı bir sesle: - Bana su ver bir bardak, kalk, oradan haydi... diye bağırdı kapıya doğru. Zehra hâlâ yediği tokadın etkisiyle savrulduğu köşedeydi. Burnundan akan kan dudaklarının üzerinde iki sıra halinde kurumuştu. Elinin tersiyle sildi kanları. Yavaşça kalktı. Mutfak diye kullandıkları iki metrekarelik bölmeden plastik bir bardak alıp çeşmeden doldurdu. Getirip uzattı kocasına. - Hah şöyle... Adam ol biraz. Bir daha bana diklenme sakın. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.