İçini bir korku kaplamıştı Nevin'in...

A -
A +

Nurettin beyin vefatının üzerinden iki ay geçmişti... Nevin hâlâ annesinin evinde kalıyor, kocasıyla haftada iki defa, o da akşamları birlikte olabiliyordu. Garip bir hal içine girmişti bir anda. Yaptığı evlilikten son derece korkuyor, çareyi kaçmakta buluyordu. Erdal ile tek başına kaldığı zaman kendisindeki eksikliklerin açığa çıkması düşüncesi ürpertiyordu onu. Genç adam birkaç defa artık evlerine dönmek istediğini söylemişti. Ama yaptığı teklifin sonunda karısının hiç de beklemediği kadar şiddetli bir tepkisiyle karşılaşmıştı: - Aşk olsun Erdal, bunu benden nasıl istersin, annemi bu acılı halinde tek başına burada bırakıp eve gelmemi benden nasıl isteyebilirsin. Bunu hiç duymamış farz ediyorum kendimi. Erdal Çağlar dudaklarını ısırmış, başını geriye doğru atarak gözlerini kısmıştı: - Biz yeni evliyiz Nevin... Bu dünyada kocası vefat eden, yakını ölen tek insan senin annen mi? Genç kadın küçük gözlerini kocasının yüzüne dikmişti sert bakışlarla. İçindeki bunalımların karanlığı bakışlarına vurmuş gibiydi. İki yana salladı başını: - Çok ayıp Erdal, senin ailende böyle bir felaket olsaydı, sanırım böyle düşüncesiz hareket etmezdin. Uzun boylu adam kendini koltuğa bırakıverdi. Sıkılmış gibiydi. Bakışlarını odanın içinde dolaştırdı. Kayınvalidesinin oturma odasındaydılar. Yaşlı kadın kendi odasına çekilmiş, uzanmıştı. - Tamam Nevin, o halde, anneni de götürelim bizim eve. Genç kadın alaylı bir şekilde gülümsedi: - Ne fark var ki, ha orası, ha burası. Erdal sinirli bir sesle bağırdı: - Kendimi burada eğreti hissediyorum, niçin anlamak istemiyorsun? Akşamları gelmek istemiyorum. Bak bir ay sonra sınavlara gireceğim. Mezuniyet sınavlarım. Huzurlu bir ortamda olmam lazım, ben senin kocanım Nevin, birlikte bir hayatı paylaşacağız, geleceğimizi düşünmemiz lazım her şeyden önce... Nevin sinirli bir tavırla masanın üzerinde duran sigara paketinden bir tane alıp yaktı. Kocasının karşısındaki eski tip koltuklardan birine oturup ayak ayaküstüne attı, sigarasının dumanını ukala bir tavırla tavana doğru üfledi. Erdal garip bir şekilde tavana dönerek ve dağılarak yükselen dumanı takip etti gözleriyle: - Yani sen şimdi bana anneni bir kenara at, kendini düşün diyorsun ha? Genç adam ayağa kalktı. Eliyle işaret ederek sakin bir şekilde cevapladı: - Tamam Nevin, nasıl istersen öyle yap canım, anlamak istemiyorsan benim suçum değil, belki de anlamıyorsun, yani... Ne bileyim... Bir daha bu konuyu açmayacağım, ama ben de burada kalmayacağım artık. Ders çalışmam lazım, ya kendi evimize, o hiç birlikte oturmamızın kısmet olmadığı evimize ya da annemlerin yanına gideceğim. Sen aklını başına toplayıp, anneni bırakmayı düşündüğün zaman gelirsin... Hızla kapıya doğru yürüdü. Nevin'in içini bir anda bir korku kaplamıştı. Yaptığı büyük hatanın farkına varıyor ama korkusundan, içinde bocaladığı aşağılık duygusunun etkisiyle kapıldığı tedirginlikten bir türlü doğrusunu yapamıyordu. Gözlerine dolan yaşlar kapanan sokak kapısının sesini duymasıyla dışarıya boşaldı. Yağmur gibi süzülüyordu yanaklarına şimdi. Oda kapısının yavaşça açıldığını hissetti. Huriye hanım meraklı gözlerle bakıyordu koltukta kalakalmış, ağlayan kızına: - Ne oldu Nevin, kocanla kavga mı ettin yoksa? Başını salladı suçlu bir çocuk gibi. Boğuk bir sesle mırıldandı: - Eve gitmek istiyor anne... Burada kalmak istemiyor... Huriye hanım ürperdi. Tülbendini düzeltti usulca. Derin bir nefes aldı. Koltuklardan birine çöktü. *** Feride hanım dikkatle dinledi oğlunu. Erdal'ı hiç böyle sıkıntılı, umutsuz görmemişti şimdiye kadar. Çağlar ailesinin Yeşilköy'deki evleri oldukça büyüktü. Çok geniş bir salon vardı ön cephede. Duvarları Avrupa'dan özel olarak getirtilmiş duvar kağıtları ile kaplanmıştı. Kağıtların gül kurusu rengine uyan kadife bordo kumaşla kaplı İtalyan stili koltuklar, köşelerde duran büyük, oldukça değerli antika vazolar vardı. Feride hanım eski bir Paşanın torunuydu. Padişahlık zamanında saltanatın hizmetinde çok yüksek mevkilerde görev yapan dedesinden kalmıştı evdeki antikalar. Yerdeki halı neredeyse yüz yıllıktı... * DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.