Oturdukları bankta Suna'nın düşüncelere daldığını gören Latife Hanım, ona şüphelerini unutturmak için konuyu değiştirdi. -Yarın bebeğinin cinsiyetini öğreneceksin Sunacığım. Heyecanlı mısın? -Hem de nasıl Latife Anne! Biliyor musunuz ben yalnız kalınca onunla konuşuyorum. Geceleri uyumadan önce ona Aras'ın türküsünü anlatıyorum. Çocukluğumu, köydeki günlerimi anlatıyorum. Kız mı, erkek mi olduğunu bilsem ona göre konuşurum, daha iyi olur. -Sen ne olmasını istersin peki? Suna başını eğip, şefkatle elini karnının üzerine koyarak söylendi: -Sağlıklı olsun da... -Haklısın. Sağlıklı olması önemli. -Ama bana oğlan olacakmış gibi geliyor. Latife Hanım, derin bir iç geçirerek sessizce söylendi: -Oğlan... Kulağa hoş geliyor... Eh, kalkalım artık hava serinledi. Bu kadar deniz havası yeter, fazlası çarpar insanı. *** Doktor ultrason cihazını Suna'nın karnında gezdirirken, Latife Hanım merakla bir monitöre, bir doktorun yüzüne bakarak bebeğin cinsiyeti hakkında fikir edinmeye çalışıyordu. -Evet doktor bey? Doktor görüntüyü dondurarak çıkış alırken tebessümle müjdeyi verdi: - Bebeğimiz bir aslan parçası. Oğlan torununuz olacak efendim. Latife Hanım, doktorun ağzından kaçırdığı "torununuz" ifadesini düzeltmek için; -O da benim torunum sayılır elbet, diye söylendi. Çok sevindim. Duydun mu Sunacığım, oğlun olacakmış. Suna, Latife Hanıma cevap vermedi. Bakışlarını tavanda gezdirerek; -Aras... Aras'ım... diye fısıldadı. Suna giyinirken, Latife Hanım kalkıp pencere kenarına giderek cep telefonunu ile Leyla'yı aradı ve sessizce büyük haberi verdi: -Müjde Leyla! Bir oğlun olacak!.. *** Köylüler kahvede çay içerek sohbet ediyordu. İçlerinde temiz ve şık giyimli Kerem hemen dikkati çekiyordu. Kahveci Recep, Kerem'in siparişi olan kahveyi getirip masaya bıraktıktan sonra bir sandalye çekerek oturdu: -Valla helal olsun şu Hazar'ın karısına. Hakkında ileri geri konuştuk ama, mert kadınmış. Baksanız ya Kerem dayının elinden tuttu, evlendirdi. -Hem de ne tutmak, dedi birisi. İhya etti, ihya! Kerem, keyifle kahvesini yudumlayarak; -Ne de olsa aynı soydan geliyoruz, dedi. Olacak o kadar! Recep merakla sordu: -Sahi ya, senin kız kaç aydır görünmüyor. İstanbul'a götürüp evlendirdin mi yoksa? Kızının merak konusu olması Kerem'in canını sıkmıştı. Alelacele bir şeyler uydurup geçiştirdi: -Yok canım.Yol yordam öğrensin, gezip eğlensin diye misafir ettiler sağ olsunlar. Yakında gidip getireceğim. Bu hikayeye pek inanmamış görünen Recep, boşları toplayarak dudak büktü: -Hadi hayırlısı... > DEVAMI YARIN