Güvercin, Ali'nin eline su dökerken bir yandan da konuşuyordu. -Temizlik yapıyordum. Dalgınlık işte, aşağı bakmayı akıl edemedim. -Olur böyle şeyler Güvercin. Hem, Ağa'dan gelen her şeye razı olmak gerek, öyle değil mi? Güvercin heyecanla gülümsedi. -Biliyor musun, bu köyde benim adımı en güzel sen söylüyorsun. Herkes Gögerçin diyor, sen Güvercin diyorsun. Ne de olsa okumuş adamsın. Ali doğrulup kızın yüzüne baktı. Nice zamandır Güvercin'in kendisine ilgi duyduğunu hissediyordu. Kendisini her görüşte yüzünün al al olması, heyecanla konuşması, titremesi... İşte yine ele vermişti kendini. Ali bir an nasıl konuşacağını kestiremedi. -Sağ ol Güvercin, deyiverdi yavaşça. Kız bir koşu direkte asılı peşkiri alıp geldi. Ali kurulanırken, Hamit Ağa elinde bir eyerle ahırdan çıktı. -A, geldin mi Ali? Ali uygunsuz bir durumda yakalanmış gibi heyecanlandı. -Geldim ağam, beni emretmişsin. Hamit Ağa tozlu eyeri yere bırakıp ellerini birbirine çarparak; -Hizmetinden memnunum, dedi, bilesin istedim. Ali başını öne eğdi. -Eksik olma ağam. Güvercin tebessümle Ali'ye bakıyordu. -Bir ayın doldu, diye yaklaştı Hamit Ağa. De bakalım para mı istiyorsun kuzu mu? -Bilmem ki ağam... Anama sorsam? Hamit Ağa ibriğe uzanınca, kızı Güvercin atik bir hareketle ibriği kapıp babasının ellerine su dökmeye başladı. -İyi, dedi Hamit Ağa ellerini yıkayarak. Sor da haber ver bana. Haydi selametle! Ali dönüp kapının yanına dayadığı değneğini alarak çıktı. Çıkıncaya kadar da Güvercinin bakışlarını üzerinde hissetti. Hamit Ağa, kızının omzundaki peşkiri alıp kurulanarak söylendi. -Çok efendi bir çocuk şu Ali. Ahlakını beğeniyorum. Güvercin, babasının bu sözlerini fırsat bilerek nice zamandır söylemek istediği şeyi söylemek için harekete geçti. -Sen de lise mezunu çocuğa çobanlık yaptırıyorsun baba! Başka iş mi yok? Ne bileyim, hesap-kitap... Hamit Ağa başını salladı: -Düşünüyorum, düşünüyorum... > DEVAMI YARIN