"Biricik aşkıma tüm kalbimle..."

Nihayet cüzdanla baş başa kalmıştı. Kim bilir meçhul prensin hakkında neler öğrenecekti şimdi. Heyecanla cüzdanı açıp baktı. İlk olarak İstanbul Barosu'ndan alınmış bir kimlik kartı çıktı. Sevgi kimliği bir süre inceleyerek ismini okudu. -Sinan Babacan... Sinan Babacan... Harika, çok güzel. Tam düşündüğüm gibi bir isim. Çok yakışmış. Ooo, hem de avukatız ha? Süper vallahi. Kimliği yerine koyup, diğer ceptekileri çıkardı. Sinan Babacan adına birkaç kartvizitle vesikalık fotoğraflar vardı. Fotoğrafa dikkatle baktı. "İşte karşımdasın" diye düşündü. "Haydi gitsene, acele edip vapuruna yetişsene! Gidemezsin, çünkü artık elimdesin..." Yüzünü iyice ezberleyinceye kadar doyasıya baktı. Fotoğrafa baktıkça kalbinin Sinan'a sevgiyle dolup taştığını hissediyordu. Bu özel anın en tatlı yerinde bir müşteri gelip gazete istedi. -Bir Sabah lütfen? Sevgi yerinden kalkmadan güler yüzle ve tatlı dille acele acele konuştu: -Sabah, Akşam, İkindi, Yatsı, hepsi orada beyefendi istediğinizi alın. Müşteri gazeteyi alıp parasını bıraktı. -Espri güzeldi, diye gülerek uzaklaştı. Sevgi de adama gülümsedi. Sonra kesenin para gözünü açıp içine baktı. Çoğu döviz olmak üzere neredeyse bir deste para vardı. -Kazancımız da hiç fena değilmiş, diye dudak büktü. Paraları da yerine koyup cüzdanın çıtçıtlı cebini açtı. Orada da bir fotoğraf vardı. Sıkışmış olan fotoğrafı güçlükle çekip çıkardı ve gülümseyen güzel bir kızla göz göze geldi. Şok olmuş, bütün sevinci kaçmıştı. Rüyalarını süsleyen adam cüzdanında güzel bir kız resmi taşıyordu! -Hayır!... Lütfen kardeşin olsun, lütfen! diye söylenerek resmin arkasını çevirdi. Fotoğrafın arkasındaki yazıyı okuyunca rengi kaçtı, dizlerinin bağı çözüldü: "Biricik aşkıma tüm kalbimle. Hande." Sevgi'nin fotoğrafı tutan eli sinirden ve heyecandan titriyordu. Arkasındaki yazıyı bir daha okudu: "Biricik aşkıma tüm kalbimle. Hande." Bu yazı hayallerinin yıkıldığı anlamına geliyordu. Gözleri dolu dolu oldu. Üzgün ve kırgın bir halde söylendi: -Biricik aşkım ha?.. Hande... Tüm kalbiyleymiş, bizim kalbimiz ne olacak peki? > DEVAMI YARIN