"Efendime köle olduğumun işaretidir!"

A -
A +

Kalbi küt küt atan Ali heybeyi alarak, -Adım Ali, komutanım, diye cevap verdi. Komutan elini Ali'nin omzuna koyarak babacan bir tavırla nasihat etti: -Burası bu işler için uygun bir yer değil Ali. Sonra kaçakçı diye vurulur, kimvurduya gidersin. Bir daha olmasın, tamam mı? -Baş üstüne komutanım. -Haydi şimdi uzaklaş buradan. Sürünün yanına çık. Aşağı inmek yasak. -Anladım komutanım. Bir daha olmaz. Ali rahatlamış bir halde dönüp Samira'ya baktı. Kız büyük bir endişe içinde onları izliyordu. Ali'nin kendisine el salladığını görünce iki elini birden göğsüne koyarak derin bir oh çekip şükürler etti. *** Züleyha, derenin kıyısında Samira'yı beklerken topladığı oğul otu, ısırgan, ebegümeci gibi bitkileri ayrı ayrı demet yaparak bir torbaya yerleştirmekle meşguldü. Arkasından birinin koşarak geldiğini duyunca dönüp baktı. Samira, elinde küçük bir paket olduğu halde yanına gelmişti. -Nerede kaldın, merak ettim seni, diye sordu. -Sorma, dedi Samira. Türk askerleri geldi. Ali'ye bir şey yapacaklar diye ödüm koptu. Neyse ki anlayışlı davrandılar. -O ne? -Bilmiyorum. Ali'nin hediyesi. Gelsene bakalım! Birlikte bir ağacın gölgesine oturdular. Samira heyecanla paketi açtı. İçinden mavi taşları olan zarif bir gümüş halhal çıkmıştı. Samira'nın gözleri sevinçle ışıldadı. Halhalı dudaklarına götürüp öptükten sonra Züleyha'nın da yardımıyla ayak bileğine taktı. -Bu zincir, gönlümün efendisine köle olduğumun işareti olsun, dedi. -Çok güzelmiş, diye hayranlığını dile getirdi Züleyha. Ne kadar düşünceli, ince bir çocuk. Bir çobandan böyle şeyler beklemezdim. -Onun bir Türk olduğunu unutma, dedi Samira. Tıpkı babam gibi, diye devam etti halhalı okşayarak. Babam da anneme böyle sürprizler yapmayı çok severdi. Annemi hiç incitmezdi. Zavallı anneciğim, babamdan sonra... Senelerdir bir gün olsun gülmedi biliyor musun? Samira devam edemedi. Elini yüzüne kapatarak hıçkırıklara boğuldu. -Canım, canım... diye Samira'yı omzuna yaslayıp sırtını sıvazladı Züleyha. *** Ali sürüyü sınırın arka yamacına sardıktan sonra bir çalının gölgesine oturarak önce heyecanının geçmesini bekledi. Sonra derin bir nefes aldı ve birkaç gün Samira'da kalmakla, onun eline değmekle kıymetlenmiş olan heybesini kucağına alıp, büyük bir merakla içindekileri çıkarmaya başladı. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.