"Hakkını helal et baba!"

A -
A +

Kerem, artık zengin bir adam olmanın verdiği rahatlık ve güvenle, karşısında dikilen hizmetçiye emretti: -Bana biraz meyve getir kızım. Karışık olsun. -Tabii efendim. Hizmetçi mutfağa gidince, Kerem kendi kendine gülerek hizmetçiyi taklit etti: -Tabii efendim, baş üstüne efendim!... Para çantasını kucağına alarak sevip okşadı. Hizmetçi meyve tabağı ile gelince, çantayı yavaşça yanına bıraktı. Meyve yemeye henüz başlamıştı ki, dış kapı açıldı ve Latife Hanımla Suna içeri girdi. Suna yorgun ve halsiz görünüyordu. Latife Hanım kolundan tutmuştu: -Gel kızım, gel otur şöyle dinlen biraz. Suna koltuğa yığılırken, Kerem, Latife Hanımın bakışlarını yakalamaya çalışıyordu: -Her şey yolunda mı? -Yolunda yolunda. Muayene biraz yordu, o kadar. Kerem rahatlayarak boynunu büktü: -E, olacak o kadar... Çantayı eline alarak ağır adımlarla salonun ortasına doğru hareketlendi: -Eh, bana müsaade artık. Suna şaşkın bir halde doğruldu: -Gidiyor musun baba? -Gidiyorum ya kızım. Bu kadar misafirlik yeter. -O çantada ne var? Bu beklenmedik soru üzerine Kerem ile Latife Hanım göz göze geldiler. Latife Hanımın endişeli bakışları karşısında Kerem çabucak bir yalan uyduruverdi: -Sağ olsunlar bana biraz yolluk koymuşlar kızım. Acıkırsam diye... Latife Hanım, bu "mantıklı" yalan karşısında memnun bir şekilde başını sallarken, Suna kalkıp babasının elini öptü: -Hakkını helal et baba. Kerem bir an duygulandı. Kızını bir çanta dolusu para karşılığında teslim etmiş olmasına rağmen, içi acıdı. -Helal olsun kızım, dedi titrek sesiyle. Ben yine arar sorarım seni. Latife Hanımı anne bil, onlar sana bakarlar. Latife Hanım, Kerem'in koluna girip kapıya doğru götürerek; -Elbette, dedi. O nasıl söz? Suna'yı merak etme sen. Haydi, selametle git. Kerem çıkınca, Latife Hanım Suna'ya döndü: -Gel kızım seni yatağına yatırayım. Biraz uyu dinlen. Hiçbir işe el sürmeni istemiyorum bundan sonra. Ne istersen hizmetçiler yapacak. *** Ertesi günün gecesinde Kerem kucağında çanta ile evine giderken, Dudu'nun evi hizasına gelince durup bir müddet düşündü. Sonra ani bir kararla evin önüne giderek kapıyı yumruklamaya başladı. -Kim o? -Kerem Bey! Dudu kapıyı araladı. -Ne var, çocukları uyandıracaksın. Kerem çantanın ağzını açıp Dudu'nun gözleri önüne tutarak sırıttı: -Benimle evlenir misin?.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.