Her yer karanlıktı!

A -
A +

Her yer karanlıktı. Karanlık ve soğuk... Ali üşüdüğünü hissediyordu. Beyni uğulduyor, derinden sesler duyuyordu. "İnta omri... Ya hayat kalbi, ya agla min hayati..." "Bu... Bu Samira'nın sesi" diye düşündü. Ama Samira yoktu. Hiç kimse yoktu. Sadece karanlıkta yankılanan bir ses: "İnta omri... Ya habibi bedri..." "Acaba öldüm mü?" diye düşündü. Kımıldamak istedi, kımıldayamadı. Gözlerini açmak istedi, olmadı. Sanki tonlarca ağırlık vardı göz kapaklarında. Samira'nın sesi yavaş yavaş uzaklaşarak silindi: "Ya agla min ayyami... Ya ahla min ahlami..." Çok geçmeden başka sesler duymaya başladı. Bu sesler daha yakından geliyordu. Ne dediklerini anlamak için kendini zorladı. -Uyarmıştım keratayı, diyordu bir ses. Yasak demiştim, kim vurduya gidersin demiştim. Ama gönül ferman dinlemiyor işte... -Haklısınız, dedi bir bayan sesi. Boşuna dememişler aşkın gözü kördür diye. Ah, kendine geliyor işte. Uyuşturucunun tesiri geçti. Ali gözlerini araladığında karşısında ilk olarak kendisine gülümseyen bir hemşire gördü. Ölmediğine sevindi. Koluna serum takılıydı. Demek ki hastanedeydi. -Merhaba, dedi hemşire serum şişesini değiştirerek. Demek aşk için ölümü göze aldın ha? Çok etkileyici... Bu devirde böyle aşk az bulunur vallahi. -Uyan bakalım, uyan da hesap ver! dedi erkek sesi. Neden sözünde durmadın? -Söz mü?.. Ne sözü? diye fısıldadı Ali. Başını çevirip yan tarafa bakınca üniformalı bir askerin yanında oturmakta olduğunu gördü. Bu yüzü bir yerden hatırlıyordu, ama nereden? -Demek verdiğin sözü unuttun ha âşık çoban? Sınırda dolaşmak yasak demiştim. Sen de bir daha olmaz komutanım demiştin. Ali komutanı şimdi tanıyabilmişti. Gülümsedi. Onu gördüğüne sevinmişti. -Komutanım... dedi, devamını getiremedi. -Neyse yorma kendini bakalım, dedi komutan. Ayağa kalkınca hesaplaşırız. Görünen o ki seninle işimiz epey uzun sürecek. Uluslararası bir skandala imza attın çünkü. Ali silahın patladığı anı hatırladı. Kucağında Samira vardı. Birden gözleri kararmıştı. Başka bir şey hatırlamıyordu. Acaba Samira'ya ne olmuştu? -Samira, diye söylendi Ali. Ona... Ona bir şey oldu mu?.. Komutan dudak büktü; -Hım, demek kızın adı Samira'ydı ha?.. Hemşireyle bakıştı. Ali korkmuştu. Yatakta doğrulmak istedi ama omzunda hissettiği müthiş acı ile tekrar yerine yattı: -Yaralısın, dedi hemşire. Kımıldama. -Samira, diye inledi Ali. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.