Yokuşun sonuna doğru evin bulunduğu sokağa sapınca, çocukların seksek oynadığını gördü. Aralarına dalarak yerdeki beyaz çizgilerden bir çocuk gibi seke seke geçti. Biraz ilerideki eski taş duvarın dibinde ayaküstü konuşan gençlerden biri yaklaşan Sevgi'yi görünce saçlarını düzelterek hazırlık yaptı: -Şşşt, mahallenin gülü geliyor! İçlerinden en bıçkın tipli olanı, sigarasını atarak ayağıyla ezdi: -Sakın sulanayım demeyin, yengeniz olur, diye uyardı arkadaşlarını. Sonra da hizalarından geçen Sevgi'ye yaklaşarak; -Merhaba bebek, dedi. Yardım edeyim. Sevgi kendini sakınarak genci tersledi: -Yürü git be, ağzımı bozdurma benim! Arkadaşları gülüşürken, adı Yalçın olan genç, Sevgi'nin arkasından söylendi: -İstediğin kadar naz yap, sonunda benim olacaksın. *** Hikmet Amca, neredeyse harabe denecek kadar eski ahşap evinin önündeki taşa oturmuş, ceketinin söküğünü dikiyordu. Sevgi, şefkatle söylenerek yaklaştı: -Ay ay ay! Kıyamam ben sana, söküğünü mü dikiyorsun Hikmet Amca? Hikmet Amca başını kaldırıp, gözlüğünün üzerinden Sevgi'ye baktı: -E, naaparsın kızım, diye söylendi. Bir kiracım var, evlere şenlik! Aylardır kira ödemiyor ki kendime yeni bir ceket alayım. Sevgi bir çocuk gibi somurtarak; -Merak etme, dedi. Artık maaşlı bir işim var. Ay başında öderim ne kadar borcum biriktiyse! Hikmet Amca toplanıp kalkarak elini Sevgi'nin omzuna attı: -Sen benim kiracım değil, can yoldaşımsın. Evimin soluğu, neşesisin. Asma suratını öyle! Sevgi ayağını yere vurarak yalancıktan diklendi: -İlk geldiğimde öyle demiyordun ama! Yok şu kadar kira isterim, yok ev işlerinde yardım isterim... O zaman saray gibi görüyordun bu harabeyi. Hikmet Amca gülerek kapıyı açtı: -Hadii, bırak çene yarıştırmayı da içeri geç. Bugün çok merak ettim seni. İlk günün nasıl geçti bakalım? Sevgi söylenerek içeri daldı: -Gel yardım et de önce güzel bir yemek yapalım kendimize. Bak neler aldım neler! Yemekte anlatacak çok şeyim var sana. Bırak şu ceketi canım, söküğünü ben dikerim sonra... > DEVAMI YARIN