Kerem'in ağzı kulaklarına vardı!

A -
A +

Latife Hanım duyduklarına inanamamıştı. Nihayet hayalini kurduğu toruna kavuşacak gibiydi. Üstelik şartlar düşündüğünden daha iyi görünüyordu. Bir dakikayı bile boşa harcamak istemiyordu. Kerem'e doğru eğilerek; -Yaklaş hele dayı oğlu, dedi. Kerem, Latife Hanımın bir şeyler planladığını hissetmişti. Merakla ona doğru eğildi: -Buyurun Latife Hanım? -Senin derdinin çaresi bende, benimki de sende. Şunun şurasında akrabayız. El ele verip birbirimizin derdine çare olalım. -Anlamadım, nasıl? -Bak Kerem Efendi, seninle açık konuşacağım. Benim oğlan yok mu, Selim. -Evet? Latife Hanım anlattı, Kerem büyük bir merak ve ilgiyle dinledi. Arada bir sorular sordu, Latife Hanım cevapladı. Yaklaşık on dakika süren bu "çok gizli" sohbetin sonunda Latife Hanım son sözünü söyledi: -Kızına yedi ay el bebek gül bebek bakılacak. Rüyalarında bile göremeyeceği güzel günler yaşayacak. İş bittikten sonra kız yine senindir. Ama bak tekrar ediyorum, kız bu konuştuğumuz şeylerle ilgili hiçbir şey bilmeyecek. Günü gelince, kendisine bebeğinin ölü doğduğu söylenecek. Yaşadığını duyarsa, annelik içgüdüsü onu rahat bırakmaz. Anlıyor musun? Kerem ezilip büzülerek; -Anlıyorum Latife Hanım, dedi, anlıyorum da... Malum, biz de yokluk içindeyiz. Latife Hanım, Kerem'in derdini anlamıştı. -Elbette, dedi. Sana bu iş için elli bin dolar nakit ödenecek. Keremin gözleri parladı, ağzı kulaklarına vardı: -Elli bin dolar mı?!. İstediğiniz bebek olsun efendim, verdim gitti! Latife Hanım başını salladı: -Anlaştık. Sen kıza bir şey söyleme. Benim onunla biraz hemhal olmam lazım. Kesin kararımı yarın veririm. *** Leyla yalının salonunda oturmuş, bebek bakımı ve annelik üzerine bir dergiyi inceliyordu. İşten gelen Selim, çantasını bırakıp karısının yanına gelerek öptü. -Hoş geldin hayatım. -Hoş bulduk canım. Nasılsın? -İyiyim. Babam seninle gelmedi mi? -Vali ile bir programa katılacaktı. Geç gelir. Selim kravatını çıkarırken bir yandan da Leyla'nın okuduğu dergiye göz atıyordu. -Ne o, büyük olaya mı hazırlanıyorsun? Leyla üzgün bir ifadeyle söylendi. -Benim hazırlanmam neyi ifade eder ki? -Öyle deme. Eğer annem hayırlı haberlerle dönerse, benim gözümde gerçek anne sen olacaksın. Sevginle, şefkatinle büyüteceksin bebeğimizi. O bizim olacak, ikimizin. -Sağ ol canım. Bana moral veriyorsun. Ah, annem ne yaptı acaba? Meraktan öleceğim! Selim içecek bir şeyler alırken; -Arasaydın, diye söylendi. -Aradım canım, aradım. Ulaşılamıyor ki!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.