Leyla çok heyecanlanmıştı

A -
A +

Ertesi sabah Latife Hanım kahvaltıya indiğinde, gelini dalgın bir halde masada oturuyordu. -Neyin var kızım? -Günaydın anne. Yok bir şey. -Akşamki mevzu mu? -İnanın kendimden çok sizin için üzülüyorum. Siz bunları hak etmiyorsunuz. Latife Hanım neşeyle gelininin kolunu tuttu. -Sen de hak etmiyorsun kızım. Üzülme, bir çaresine bakacağız. -Çare mi kaldı anne? -Ne demişler, ölümden başka her şeyin bir çaresi vardır. Bak ne diyeceğim. Dinle hele. -Buyur anneciğim? -Mesela diyorum. Senin hamile olduğunu yaysak. Sonra, vakti geldiğinde kucağına bir bebek versek... Herkes de o bebeği senin doğurduğunu zannetse... İster misin, ha? Kendi evladın gibi benimser misin çocuğu? Leyla heyecanla elini ağzına götürdü: -Ah! Anneciğim, neler söylüyorsunuz? Böyle bir şey olabilir mi? Yapabilir miyiz? Yani, harika olur. Elbette benimserim. Yeter ki hiç kimse bilmesin. -Yapabilir miyiz de ne demek? Güç bizde. Paranın açamayacağı kapı mı var? Leyla heyecanla kayınvalidesine sarılarak öptü: -Beni çok mutlu ettiniz anneciğim, bu süper bir fikir. Evlatlık konusunu çok düşündüm ama, böylesi hiç aklıma gelmedi. İyi ama, evladından vazgeçecek bir anneyi nereden bulacağız? -Ne diyorsun sen kızım, memleket evladını terk eden annelerle dolu. Ama bize onlar lazım değil. Ben toprağımın çocuğu olsun istiyorum. Annesi babası belli, helal süt emmiş birinin çocuğu olsun. Hazar ailesine rastgele bir çocuğu veliaht yapamayız. Leyla, kayınvalidesinin ellerini tuttu: -Ay anneciğim ben çok heyecanlandım. Ne zaman olur bu? Hemen olur mu? -Bana bir memleket seyahati görünüyor. Horasan'a gidip araştıracağım. Özlemiştim zaten, kaç yıl oldu gitmeyeli... ..... Latife Hanım, iki gün sonra Horasan yolundaydı. Şirketin Erzurum mağazasından bir araba kendisini havaalanından almış, köye götürüyordu. Özlediği dağlara taşlara bakarken, bir yandan da radyoda çalan Aras türküsünü dinliyordu: Aras Aras han Aras Bingöl'den kalkan Aras Al başımdan sevdayı Hazar'da çalkan Aras Yar beni yara beni Öldürür yara beni Aras kurbanın olam Al götür yâra beni Dağlar siz ne dağlarsız Kardan kemer bağlarsız Gül sizde, bülbül sizde Daha niye ağlarsız? Aras'a vurdum teşti Aras bulandı geçti Muhannet emmim oğlu Senin de vaktin geçti... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.