Üsküdar meydanı, yeni bir iş gününün sabahında en hareketli saatlerini yaşıyordu. Anadolu Yakası'nda oturup Avrupa Yakası'nda çalışan binlerce insan Üsküdar İskelesi'ne akıyordu âdeta. İskelede turnikeler harıl harıl çalışıyor, bekleme salonu bir dolup bir boşalıyordu. Bu hareketlilik en çok iskele önündeki satıcıların işine geliyordu. Kahvaltısını yapmadan yola çıkanlar vapurda atıştırmak üzere sandviç, simit, tost gibi şeyler alıyor, kimisi de yaklaşık yirmi dakika süren bu yolculuğu gazete okuyarak değerlendirmeyi tercih ediyordu. İskele binasının içindeki gazete bayiinde çalışan Sevgi o gün sevinçli bir telaş içindeydi. Zira ilk defa maaşlı bir işe girmişti ve bugün ilk günüydü. Heyecan içinde vitrini düzenliyor, gazete ve dergileri güzel görünecek şekilde yerleştirmeye çalışıyordu. İşini bitirince, oyuncak kedisi Garfield'i tezgâhın üstüne oturtarak karşısına geçip onunla konuşmaya başladı: -Sevdin mi burayı Garfi? Hı? Ben de çok sevdim. Bak, artık üstü kapalı bir iş yerimiz var. Mendil sattığımız günlerdeki gibi yağmurda ıslanmak, soğukta titremek yok... Sevgi sürekli iskelenin önünde mendil sattığı için dükkan sahibi Kemal'in aşina olduğu bir kızdı. Kendisi başka yerde bayi açınca Üsküdar İskelesi'ndeki bayi için bir tezgâhtara ihtiyaç duymuş, bunun için de Sevgi'yi işe almıştı. Mendil satarken çektiği sıkıntıları düşünen Sevgi hüzünlenmişti. Oyuncak kedisini kucağına alıp okşayarak dalgın bir halde konuşmaya devam etti: -Karnımızı doyurabilecek kadar mendil satabilecek miyiz endişesi de yok. Az da olsa bir maaşımız var. Bunun için ne kadar şükretsek az. -Harika! Bunu kutlamaya ne dersin? Sevgi duyduğu bu ses üzerine şaşkınlıkla başını kaldırdı: -Ne? Bir elinde çanta olan yakışıklı bir genç tezgâhın önünde dikilmiş, diğer elinde tuttuğu cep telefonuyla konuşuyordu: -Kazanacağımızdan emindim dostum. Tamam, bir saat sonra büroda ol. Sevgi adamın kendisiyle değil de telefonla konuştuğunu görünce mahcup bir şekilde gülümsedi. -A! Pardon... diye fısıldadı belli belirsiz bir sesle. Utanmıştı. -Tamam tamam, büroda konuşuruz, dedi adam. Vapuru kaçıracağım! Genç adam telefonu kapatıp cebine koyduktan sonra, tezgâhın üstündeki gazete tomarından bir gazete alarak koltuğuna kıstırdı ve parasını ödemek üzere cüzdanını çıkardı. Sevgi ilgiyle onu izliyordu. Bu ilk müşterisiydi ve oldukça etkileyici bir gençti. Takım elbiseli ve kravatlıydı. Bir de hoş parfüm kokusu yayılmıştı ki... > DEVAMI YARIN