Kerem salondaki koltuğa yayılarak oturmuş, elindeki kumanda ile televizyon kanallarına zap yapıyor, bulunduğu lüks ortamın tadını çıkarmaya çalışıyordu. Saçları taranmış ve yeni bir gecelik giymiş olan Suna merdivenlerden salona inerek babasına yaklaştı: -Baba? Kerem kızına bakmadan zaplamaya devam etti: -Hım... -Baba hele bir bak, nasıl olmuşum? Başını çevirip bakan Kerem'in ağzı açık kaldı: -Abooo! Prenses gibi olmuşsun kız! Yaşadın valla... Saray gibi ev, hizmetçiler, oh, gel keyfim gel! Babasının yanına oturan Suna, hayal âleminde gibiydi. -Baba, birden bire nasıl oldu bu? diye sordu. -Ne diyorsun kız sen? Başına devlet kuşu kondu devlet! Suna bakışlarını salonda gezdirerek: - Bir rüya gibi, dedi. Sanki bir gün rüyadan uyanacağım ve her şey yine eskisi gibi olacak! Kerem'in canı sıkılmıştı. Acaba Suna bir şeylerden mi şüpheleniyordu? -Abuk sabuk konuşma kız, diye çıkıştı. Rüyaymış. Bal gibi de gerçek işte, tadını çıkar. Suna bir müddet dalgın oturdu. Neden sonra, bakışlarını yerden kaldırmadan konuştu: -Hani sen beni başlık parası için Hasan'a vermiştin ya baba. -Ee e? -O zaman sana çok kırılmıştım. Beni bir mal gibi sattın diye... Kerem başını çevirip kızına baktı. Tekrar televizyona dönerek; -O zaman şartlar öyleydi kızım, diye geçiştirdi. Ben ister miyim seni istemediğin birine vermeyi? -Ama şimdi, diye devam etti Suna. Şimdi insan yerine konuluyorum. Değer veriyorlar. Kerem rahatladı, sevindi: -Elbette. Ben de onu diyorum işte! E, ne de olsa gün görmüş insanlar, senin kıymetini anladılar. Suna'nın neşesi yerine gelmişti. Sevinç ve heyecanla söylendi: -Biliyor musun, az önce hizmetçi bana ne dedi? -Ne dedi kız? -Dedi ki, yemeğinizi nerede yemek istersiniz hanımefendi?.. -Vay köftehor! Sen ne dedin peki? -Balkonda yemek istiyorum dedim. Manzarayı seyrederek. Birden yerinden kalkarak babasını çekiştirdi: -Gel bak neler hazırladılar. Kerem kumandayı koltuğun üzerine atarak yerinden kalktı: -Haydi gidelim. Karnım açlıktan sırtıma yapıştı valla. Baba-kız balkona çıktıklarında, mükellef bir sofra onları bekliyordu. Kerem, büyük bir heves ve iştahla yemeklere saldırırken; - Vay vay vay! Kuş sütü de vardır burada alimallah! diye söylendi. Suna güldü: -He ya, öyle görünüyor... > DEVAMI YARIN