Samira sınıra doğru koşuyordu!

A -
A +

Samira elinde küçük bir bohça olduğu halde var gücüyle sınıra doğru koşuyordu. Derenin kenarındaki yardan kayarak aşağı indi, suya batıp çıkarak karşıya geçti. Yüreği avcının kurşunlarından kaçan bir kuşun minik yüreği gibi korku ve heyecan içinde çırpınıyor, bir an önce özgürlüğe kavuşmak için acele ediyordu. Derenin karşı tepesine çıkınca durup soluklanarak arkasına baktı. İki araba son sürat köy yolundan sınıra doğru geliyordu. Panikle koşmaya devam etti. *** Ağlamaktan gözleri kızarmış olan Ali, sınır ötesinde garip bir şeyler olduğunu fark ederek dikkat kesildi. İki araba tozu dumana katarak geliyor, arabanın camlarından sarkan adamlar ellerinde silah olduğu halde bağrışıyordu. Merakla ayağa kalkıp neler olduğunu anlamaya çalıştı. Birden yakındaki ağaçlıktan koşarak çıkan Samira'yı görünce gözlerine inanamadı. "Allahım! Serap mı görüyorum yoksa?" diye düşündü. Sanki Samira'yı ilk gördüğü günkü sahne tekrar canlanıyordu gözünde. -Ali! diye bağırdı Samira. -Samira! diye karşılık vererek bayırdan aşağı koştu Ali. Arabalar git gide yaklaşıyordu. Ali bir yandan koşuyor, bir yandan da; -Samira, bu tarafa gel, bu tarafa gel! diye bağırıyordu. Haydi Samira, şu beyaz taşların hizasına gel, çabuk! Samira Ali'nin gösterdiği yere doğru koştu. Beyaz taşların hizasına gelmişti. Mayın filan düşünmeden tellere doğru seğirtmişti ki, ayağı takılarak yüz üstü yere kapaklandı. Onun düştüğünü gören Ali'nin yüreği ağzına geldi. Bir patlama olmasın diye dua etti. Samira tekrar kalktı. Yüzü gözü toz içindeydi. Arabalar tehlikeli bölgeye iyice yaklaşmışlardı. Öyle ki, ateş etseler rahatlıkla Samira'yı vurabilirlerdi. Korku ve paniğe kapılmış olan Ali var gücüyle aşağı koşuyordu. -Samira, otları kenara çek, altından geç çabuk! diye bağırdı. Samira denileni yaparak otları kenara çekti. Ortaya çıkan çukura uzandı. Tam karşıya geçmek üzereydi ki, elbisesi tellere takıldı. -Ali! diye bağırdı ağlamaklı sesiyle. Artık gücü tükenmiş, bir adım daha atacak hali kalmamıştı. Yamaçtan aşağı inmiş olan Ali hiç düşünmeden beyaz taşlardan atlayarak bir solukta Samira'nın yanına vardı. Kollarından tuttuğu gibi bütün gücüyle kendine doğru çekti. Samira'nın elbisesi yırtılarak tellerden kurtuldu. Bu sırada adamlar arabalardan inmiş, silahlarını onların üzerine doğrultmuştu. -Ali, gel canım, diye çekti kendine doğru Samira'yı. Mayınlı bölgeden uzaklaşırken bir silah patladı ve ikisi birlikte yüzükoyun yere kapaklandı. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.