Samira'nın artık Hatice annesi vardı

A -
A +

Ali Samira'nın elini sıkıca tutarak; -Hayır komutanım, dedi. Bırakmam onu. O'nun gerçek vatanı burası. Babası Türk. Hem biz... Yani Samira... O annemin gelini olacak! Samira utanıp başını eğerken, annesi gülerek başını salladı. -Ağır ol bakalım, dedi komutan. Şu anda o bir kaçak, sen de onun suç ortağısın. Samira komutana dönerek; -Ne olur efendim, bu kadar korku yetmez mi Ali'ye? diye sordu. Komutan gülerek; -Peki peki, dedi. O daha fazlasını hak etti ama neyse! -Nasıl yani, diye sordu Ali. Göndermeyecek misiniz? -Normalde göndermemiz gerekiyor. Ama kızın ifadesini dikkate alarak göndermemek için elimizden geleni yapacağız. Bunun için Suriye makamlarıyla epey uğraşmam gerekecek. Ali komutanın elini yakalayıp öptü: -Komutanım, Allah sizden razı olsun. Bana dünyanın iyiliğini yaptınız! Sizin hakkınızı ödeyemem. -Düğününe davet edersen ödeşiriz, diye takıldı komutan. *** Ali sonradan öğrendiğine göre, sınırda Samira ile kaçarlarken, Şakir Ağanın açtığı ateş sonucu omzuna yakın bir yerden yara alarak bayılmış ve o sırada olay yerine gelen Türk askerleri tarafından askeri hastaneye kaldırılmıştı. Komutan Ali ile Samira'yı tanıyınca onlarla yakından ilgilenmiş, köye bir araç göndererek annesini de hastaneye getirtmişti. Samira da karakoldaki ifadesinde her şeyi anlatmış, Suriye'ye gönderilirse zorla evlendirileceğini, aksi halde yaşatmayacaklarını söylemiş ve Türkiye'den sığınma talep etmişti. İyi kalpli komutan da onlara yardım etmek için söz vermişti. *** Komutan verdiği sözden fazlasını yaparak Ali'nin Ceylanpınar Belediyesi'nde bir işe girmesini sağladı. Ali artık her sabah çalışmak için kasabaya gidiyor, akşamları eli-kolu çeşitli hediyelerle dolu bir halde dönüyordu. Samira mı? O artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydı. İki rüyası birden gerçek olmuş, hem Türkiye'ye hem Ali'sine kavuşmuştu. "Annem" dediği Hatice'yi mutlu etmek için etrafında dört dönüyor, elini sıcak sudan soğuk suya sokturmuyordu. Hatice ise kendisine böyle bir gelin nasip eden Allah'a şükürler ediyordu. Samira başından geçenleri anlattığı mektubu Züleyha'ya gönderdikten iki hafta sonra Züleyha'dan cevap geldi. O da düğünde Şakir Ağanın Samira yerine kendisini görünce nasıl morardığını anlatıyordu. O hafta sonu kır çeşmesinin başında piknik yaparlarken, hem Ali, hem Samira hararetle Hatice'ye sınırı göstererek orada yaşadıklarını bir bir anlatıp anılarını tazelediler. Sınırda yaşanan olaylardan sonra dikenli teller iki sıraya çıkarılmış ve mayın tarlası genişletilmişti. Ama bu artık Ali ile Samira'yı ilgilendirmiyordu... -SON-

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.