Sevgi panikle banyoya koştu!

A -
A +

Bornozlu olarak banyodan çıkan Sevgi, günün stresini ve yorgunluğunu üzerinden atmış olmanın rahatlığı ile salona yaklaşırken, duyduğu ses üzerine olduğu yerde kalakaldı. Nebahat Hanım telefonda konuşuyordu: -Mümtaz sen neler söylüyorsun? Kız bizimle eve geldi ya... Yok, şimdi banyoda... Sevgi şok bir halde duvara yaslanarak içeriyi dinlemeye devam etti: -Evet, Hande demişti... Onun adı da mı Hande'ymiş?.. Allah Allah!.. Bu oğlanın iki tane sözlüsü olacak değil ya canım, elbet biri yalan söylüyor. Peki o kız orada mı şimdi?.. Duydukları karşısında neye uğradığını şaşıran Sevgi, panikle geri dönüp tekrar banyoya girerek kapıyı kapattı. Kapıya yaslanıp gözlerini yumarak derin derin soluyup, hızlı hızlı söylendi: -Bunun olacağı belliydi! Belliydi... Ama bu kadar çabuk olmamalıydı. Ne yapacağım ben şimdi? Ne yapacağım?.. Gözlerini açıp aynaya baktığında renginin sapsarı kesildiğini gördü. Demek fotoğrafını gördüğü Hande adlı o kız hastaneye gelmiş ve Mümtaz Beye oğlunun sözlüsü olduğunu söylemişti. O da, "İyi ama oğlumun sözlüsü şimdi bizim evde" diye şaşkınlığını dile getirmiş, sonra da evi arayarak şaşkınlığını ve bu karmaşık durumu karısıyla paylaşmıştı. Acaba Nebahat Hanımın konuşması bitmiş miydi? Konuşmanın devamını merak ederek tekrar banyodan çıkıp yavaş adımlarla salonun kapısına doğru yaklaştı. Nebahat Hanım hâlâ telefondaydı: - Kız nasıl bir tepki gösterdi sen öyle diyince?.. Sinan'la kavga mı etmişler?.. Ne zaman?.. Hım... Neyse canım, şimdi bunun sırası değil, oğlumuz kendine gelsin de hayırlısıyla, her şey aydınlanacaktır nasıl olsa. Tamam, tamam, haydi yine ararsın oldu mu?... Allah oğlumuzu bize bağışlasın. Nebahat Hanım telefonu kapatırken, Sevgi bir an ne yapması gerektiğini düşündü. Kaçıp gidecek değildi ya. En iyisi olayları akışına bırakmaktı. Usul adımlarla içeri girdi. Şeyma da annesinin yanındaydı ve her ikisinin de yüzündeki şaşkınlık açıkça okunuyordu. Sevgi onlara, onlar da Sevgi'ye garip garip baktılar... Sevgi korku dolu bir ifadeyle sordu: -Kötü bir haber mi var? Sevgi'yi şöyle bir süzen Nebahat Hanım derin bir iç geçirdi ve kendini toplayarak; -Yok... Yok kızım, dedi. Sinan yoğun bakımdaymış işte... Henüz kendine gelememiş. Belli ki Nebahat Hanım olanları Sevgi'den saklıyordu. Sevgi bitkin bir halde kanepeye doğru yaklaşırken; -İyi, dedi. Yani, umarım iyi olur. Şey, ben... Ben kendimi pek iyi hissetmiyorum. Evde çekirdek var mıydı acaba?.. Sevgi kanepeye yığılırcasına otururken, anne ile kızı şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. -Çekirdek mi???... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.