Sevgi, Sinan'ın bürosunu aradı

A -
A +

Hastanenin bahçesindeki telefon kulübesine giren Sevgi'nin yanakları gözyaşlarıyla ıslanmıştı. Elindeki kartvizite bakarak Sinan'ın ofisini aradı. Az sonra burnunu çekerek ağlamaklı bir halde konuşmaya başladı: -Şey, orası neresi? -Babacan Hukuk Bürosu. Buyrun? -Sinan... -Sinan bey henüz gelmedi efendim. -Biliyorum. O şimdi hastanede. Kötü bir kaza geçirdi. Karşıdaki ses birden telaşlandı: -Ne? Ne zaman? Siz kimsiniz hanımefendi? Sevgi kekeledi: -Be be ben, ben nişanlısıyım! Sekreter kız merakla sordu: -Hande Hanım? Sevgi bir an durakladıktan sonra cevap verdi: -Evet... -Kusura bakmayın sesinizi çıkaramadım. Bugün İstanbul'a geleceğinizi duymuştum ama... Sevgi bir şeyler öğrenmek için merakla sordu: -Anlamadım, nereden gelecektim? -İzmir'den tabii ki. Ailesiyle tanıştıracaktı ya sizi... Pardon, siz Hande Hanım değil misiniz? -Ah, elbette. Hâlâ kazanın şokundayım. Lütfen ailesine haber verir misiniz hastaneye gelsinler. Telefon numaraları yanımda yok da... -Tamam haber veriyorum. Hangi hastanedesiniz? -Acıbadem... *** Beşiktaş'ta başka bir avukatlık bürosu... Sinan'ın sözlüsü Hande oturduğu misafir koltuğunda sinirli bir halde sigara içiyor, makamında oturan Avukat Çetin ise dikkatle onu izliyordu. Hande, tekrar arama tuşuna basıp kulağına götürdüğü cep telefonunu çok geçmeden kapatarak sehpanın üzerine attı. -İnanamıyorum ya, hâlâ kapalı! Çetin derin bir iç geçirerek hayıflandı: -Yazık! Çok yazık... Değerini bilmeyen birinin peşinde koşman beni üzüyor Hande. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.