Kapıya doğru bir müddet baktı. Henüz görünürde yoktu. Çantasından aynasını çıkarıp yüzünü alıcı gözle inceledi, saçlarını düzeltti. Sonra aynayı çantasına atarak oyuncak kedisine döndü: -Nasıl görünüyorum Garfi? Sanki kedi bir şey söylemiş gibi gülümseyerek omuzlarını büzdü: -Teşekkür ederim. O senin güzelliğin... Kapıya doğru bakınca birden yüreği hop etti. Adam her zamanki gibi elinde çantasıyla geliyordu. Diğer elinde ise yürürken ısırdığı bir simit vardı. Bir an panikleyerek ne yapacağını şaşırdı. Sonra onu görmemiş gibi yaparak hemen bir kitap alıp okumaya başladı. Sevgi heyecanla elindeki kitabı okuyormuş gibi sayfalarını rastgele çevirirken, tezgâhın önüne gelen genç adam gazetelere göz gezdirdikten sonra sordu: -Af edersiniz... Benim gazetem gelmedi mi bugün? Sevgi, sözde okumaya daldığı kitaptan uyanır gibi rol yaparak; -Efendim? Ne dediniz? diye adama baktı. -Gazete dedim, benim gazetem gelmedi mi? Sevgi tezgâhın üstündeki gazeteleri karıştırarak tekrar sordu: -Pardon, sizin gazete hangisiydi? -Türkiye canım! -Türkiye, Türkiye... Hım... Bakalım... Tezgâhın altına eğilerek sakladığı tomarı aldı: -Ah, işte buradaymış! Ne aldığınızı bilemem ki, her gün yüzlerce insan alıyor değil mi? Adam elindeki simidi tezgâhın üstüne koyup, para çıkarırken; -Haklısınız, diye söylendi. Bozuk parayı tezgâhın üstüne bırakarak gazeteyi alıp uzaklaştı. Sevgi, bir an gözlerini yumarak parfüm kokusunu içine çekti. Sonra adam kalabalığa karışıp gözden kayboluncaya kadar ardından baktı. "Bugün hasılat iyi. En azından iki dakika oyaladım. Bir sürü de konuştum" diye düşünüyordu. Önüne dönünce adamın tezgâhın üzerinde unuttuğu yarım simidi gördü. Sevinçle simidi alıp tabureye oturarak kocaman ısırdı. *** Hikmet Amcanın horultusu Sevgi'nin odasına kadar geliyordu. Ama Sevgi'nin onu dinlediği yoktu. Yatağında oyuncak kedisine sarılarak hayallere dalmıştı... > DEVAMI YARIN