Hastane odasına giren Sinan'ın ailesi, iki kızın çekişmesinden habersiz, doğruca Sinan'ın yanına gidip etrafını sardılar. Sevgi; -Hoş geldiniz anneciğim, diye onları karşıladı. -Hoş bulduk kızım. Uyuyor mu? -Uyuyor anneciğim. Çok az gözlerini açıyor. -Hiç konuşmadı mı? -Konuşmadı ama böyle olması normalmiş. Birkaç güne kadar her şey düzelir diyorlar. -Bak Hanım, yüzündeki şişlik bayağı inmiş, dedi Mümtaz Bey. -Evet, şükürler olsun. Bir de yiyip içtiğini, konuştuğunu görsem... Sevgi, aileden biriymiş gibi Nebahat Hanıma iyice sokularak; -Onu da göreceksiniz anneciğim, hiç merak etmeyin, dedi. Her geçen gün daha iyiye gidiyor. Nebahat Hanım elini Sevgi'nin omzuna atarak minnetle yüzüne baktı: -Sayende kızım. Allah senden razı olsun. Geceni gündüzüne katıp, canından can, kanından kan verdin oğluma. -O nasıl söz, diye başını eğdi Sevgi. Bu benim görevim, seve seve yapıyorum inanın. Lafı bile olmaz. Sevgi'nin aileye yakınlığını, ailenin de Sevgi'ye ilgisini gören Hande, Sinan'ın çoktan elden çıkmış olduğunu düşündü. Onların arasında kendisini yalnız ve yabancı hissetmişti. Sinan da dahil olmak üzere, odadakilerin hepsine nefret duymaya başladı. Gitmek üzere kapıya doğru yürürken, odanın ortasında durup, dikkat çekici bir şekilde boğazını temizledi. Herkes ona doğru dönmüştü. -Umarım oğlunuz iyileşir, dedi dişlerini sıkarak. Eğer bu olursa, ona söyleyecek bir çift lafım olacak! Odadakilere ters ters bakarak, sinirli ve sert adımlarla kapıdan çıktı. Nebahat Hanım şaşkın bir halde kocasına döndü: -A, üstüme iyilik sağlık. Bu da kim böyle? -Sana bahsettiğim kız buydu işte, dedi Mümtaz Bey. Sinan'ın sözlüsü olduğunu iddia ediyordu. Hande mi ne karın ağrısı ise. -Ayol hiç hastanın yanında söylenecek söz mü şimdi bu? Bir çift lafı olacakmış. Tövbe, tövbe... -Boş ver anneciğim, bu ailede yeri olmadığını anladı da o yüzden tafra yapıyor, dedi Şeyma. Sonra Sevgi'ye bakıp gülümsedi... ??? Yalçın hastane koridorunda yürüyor, bir yandan da kapısı açık olan odalardan içeri göz atarak Sevgi'yi görmeye çalışıyordu. Birden bir kadınla çarpışınca; -Af edersin Hanım Abla, dedi. Bir hastaya bakıyorum da, biraz dalgınım kusura bakmayın. Hande, kendisine çarpan gence ters ters bakıp söylenerek uzaklaştı; -Bütün cinsler de beni buluyor. Ne biçim yer burası! Çantasından çıkardığı telefonun bir tuşuna basarak kulağına götürdü. -Alo Çetin? Hastanedeydim, şimdi çıkıyorum. Ay sorma boğulacağım inan ki, acayip daral geldi. Sana geliyorum, hava almaya ihtiyacım var. Müsaitsin değil mi? Bir süre uzaklaşan Hande'nin ardından bakan Yalçın, odaları kontrol etmeye kaldığı yerden devam etti. Sıradaki odanın aralık duran kapısından içeri şöyle bir bakınca, kalabalığın içindeki Sevgi'yi hemen tanıdı... > DEVAMI YARIN