Hamit Ağa Ali'nin bu çıkışına şaşırırken, Güvercin onun sürüyü gütmekte neden ısrar ettiğini biliyordu. Derin bir acıyla gözlerini yumdu. -Bağışla ağam, diye ifadesini yumuşattı Ali. İznin olursa çobanlığa devam etmek isterim. -Senin için başka şeyler düşünürüm Ali, dedi Hamit Ağa. Kasabadaki işleri yürütecek kafalı birine ihtiyacım var. -Ağam, hiç olmazsa bir süre daha! diye söylendi Ali. -Anlamadım, dedi Hamit Ağa. Bir süre daha güdünce ne olacak? Bir şeye ihtiyacın varsa söyle halledeyim! Ali başını önüne eğerek sustu. Öne sürecek bir mazeret uyduramadı. -Peki peki, dedi Hamit Ağa. Ne zaman istersen bana söyle, o zaman yapalım bu değişikliği. Haydi şimdi ayranını iç de git Tilki Şivan'ı çağır bana. Önemliymiş de. -Peki ağam, diyerek ayranı kafasına dikti Ali. *** Ali, tahmin ettiği gibi kahvede kâğıt oynarken bulmuştu Tilki Şivan'ı. Kafası pek çok kurnazlığa çalıştığı için "Tilki" lakabıyla anılırdı Şivan. Acaba Hamit Ağanın bu adamla ne işi vardı? "Aman, neyse ne, beni ilgilendirmez" diye düşünüp kafa yormaktan vazgeçti. Tilki Şivan'la birlikte avluya girmişlerdi ki, Hamit Ağa da kapıdan çıktı. -Tamam Ali, sen gidebilirsin, diyerek Şivan'a yaklaştı. Ali merakına yenik düşerek kapının dışında biraz bekledi. Konuşulanları işitebiliyordu: -Hayırdır Hamit Ağa, önemli demişsin. -Önemli, dedi Hamit Ağa. Bu gece Halep'ten bir emanet gelecek. Birinin sınırı geçip alması lazım. E, sınır denince akla Tilki Şivan gelir. -Evel Allah, diye övündü Şivan. Merak etme, mayın tarlasını avucumun içi gibi bilirim. Özel işaretlerim var. Ali kulaklarına inanamıyordu. Heyecan içinde dinlemeye devam etti: -Güzel. Telefonla görüştüm. Bu gece Betiha'nın bizim tarafa bakan bölgesinde hazır olacaklar. Şu zarfta onlara vereceğin para var. Bu da senin hakkın. -Anlaştık Hamit Ağa. Ben gidip hazırlık yapayım o zaman.Bu gece işi bitiririm, merak etme sen. Şivan'ın çıkacağını anlayan Ali aceleyle uzaklaştı oradan. *** Sokaklaradan hızlı adımlarla geçerken, konuşulanları tahlil etmeye çalışıyordu. Belli ki Hamit Ağa karanlık bir iş çeviriyordu. Bu yüzden karanlık bir adam olan Tilki Şivan'dan yardım istemişti. Ama bunların Ali için hiçbir önemi yoktu. Onun için önemli olan, Tilki Şivan'ın sınırı geçecek bir formül biliyor olmasıydı. Günlerdir bunu hayal etmiş, ancak bir çıkar yol bulamamıştı. İmkânsız zannettiği şeyin mümkün olduğunu öğrenmek onu hem sevindirdi, hem heyecanlandırdı. Acaba yolu öğrenirse kendisi de sınırın ötesine geçebilir miydi? Geçebilirse, Samira'yı bulabilir miydi? Bütün riskleri göze alıp bunu denemeye karar verdi. Şimdi eve gidip annesiyle yemek yiyecek, sonra da "kahveye gidiyorum, arkadaşlar çağırdı" diye bir bahane uydurup, gizlice sınırın yolunu tutacaktı... > DEVAMI YARIN