Uzandığı yatakta gözlerini tavana diken Sevgi, hayalinde iskelenin kapısından akan kalabalığa bakıyor, heyecan içinde yakışıklı genci bekliyordu. Nihayet genç adam kalabalığın içinde görünüyor ve ağır çekimle kendisine doğru yaklaşıyordu. Yürüdükçe taranmış hafif dalgalı saçları havalanıyor, pardösüsü bir pelerin gibi sağa sola açılıyordu. Herkes dönüp ona bakıyordu. O ise gözlerini Sevgi'den ayırmadan gülümseyerek tezgâhın önüne kadar geliyordu. Elini gazetelerin üstündeki Sevgi'nin eli üstüne koyuyor ve yavaşça çekerek gazetesini alıyordu. Sahne tekrarlanıyor, genç adam tekrar geliyor, bu defa çantasını tezgâhın üstüne koyarak Sevgi'yle konuşuyordu: -Bugün yine çok güzelsin. Sevgi utanarak gülümsüyor, başını eğiyordu. O ise, parmağı ile Sevgi'nin alnına düşen saçlarını düzeltiyor ve gözlerini ondan ayırmadan uzaklaşırken yavaşça el sallıyordu. Sevgi yakışıklı prensinin unuttuğu gazetesini alıp aceleyle arkasından yetiştiriyordu. Kucağındaki kedisine daha bir sıkı sarılan Sevgi, yüzündeki mutluluk ifadesiyle hayallerini rüyalarına taşımaya koyuldu. *** Sevgi için günün en anlamlı vakti gelip çatmıştı. Oturduğu taburede heyecan içinde çekirdek çitleyerek hayallerini süsleyen kahramanı bekliyordu. Bir adam gelip, tezgâhın üzerindeki gazetelerden birini aldı ve parasını bırakarak gitti. Sevgi hiç oralı bile olmadı. Gözleri iskelenin kapısına kilitlenmişti. Ayaklarının dibi çekirdek kabuğu dolmuş, dudağının kenarına da bir parça ilişmişti ama o hiçbir şeyin farkında değildi, trans halinde çekirdek çitliyordu. Birden onu görünce panikle yerinden kalkıp telefonun ahizesini alarak sözde biriyle konuşmaya başladı: -Ah evet... Ya, öyle mi?... Haklısın canım, haklısın... Tezgâhın önüne gelen genç adam gazetesine uzanırken, Sevgi aniden dirseğini gazete tomarının üstüne koyarak konuşmasını sürdürdü: -Ben mi?... Valla şu günlerde yalnızım. Biliyorsun ayrıldım Hakan'dan. Tarzım değildi. Tarzım mı? Şöyle yakışıklı, uzun boylu olmalı. Hım... Sonra düzenli bir işi olmalı, prensipli ve dakik olmalı. Ne bileyim, kültürlü olmalı mesela, güncel olaylara karşı duyarsız olmamalı... Sevginin konuşması uzadıkça adam sabırsızlanıyor, ikide bir saatine bakıyordu. Daha fazla dayanamadı ve destenin arasından bir gazete çekip alarak parasını bırakıp hızla uzaklaştı. Sevgi hâlâ konuşmasını sürdürüyordu ama planı tutmadığı için sinirden saçmalıyordu: -Her gün gazete almalı. Ama gazeteci kızı görmeyecek kadar aptal olmamalı! Sinir şey!.. > DEVAMI YARIN