"Uçurtmaya da yasak yok ya!"

A -
A +

Güvercin Ali'nin elindeki mektubu almaya, Ali ise vermemeye çalışıyordu. -Olmaz Güvercin. Sonra gösteririm. Şey, ben... Şiir yazıyordum... "Tahmin ettiğim gibi" diye düşündü Güvercin. Nasıl bir şiir olduğunu görmek için can atıyordu. -İyi ya işte, dedi. Utanıp saklayacak ne var Ali? Ben şiir okumayı çok seviyorum. Haydi ne olur bakayım şuna! -Daha bitmedi ama!.. Bitireyim, söz sonra okuturum, tamam mı? Güvercin nihayet ısrarından vazgeçerek; -İyi, dedi, madem öyle istiyorsun... Ben gidiyorum, haydi sana hayırlı akşamlar! -Hayırlı akşamlar, diye karşılık verdi Ali. Güvercin çıkınca derin bir oh çekerek elindekileri yeniden masanın üstüne koydu. Kıza yalan söylemek zorunda kaldığı için canı sıkılmıştı. Ama doğruyu söylemenin de şimdi hiç sırası değildi... Kafasını toparlamak için yazdığı mektubu baştan okudu. "Şimdilik bu kadar yeterli" diye düşündü. Yanına bir de fotoğrafını koydu mu tamam olacaktı. "İyi de ben bu mektubu nasıl vereceğim?" diye kara kara düşünmeye başladı. "Komutana söz verdim. Bir daha tellere yaklaşır da yakalanırsam her şey biter!..." Pencereden ufuktaki kızıl bulutlara bakarken, "Bunu göze alamam" diye düşünüyordu. O an dikkatini bir şey çekti. Bulutların hemen altında kuyruklu bir uçurtma süzülüyordu. Baktı, baktı ve birden yerinden fırlayarak dışarı koştu. İşte uçurtma oradaydı. Köyün karşı tepesinde birkaç çocuğun uçurtmayı yönlendirdiklerini gördü. -İşte bu! diye söylendi sevinçle. Uçurtmaya da yasak yok ya!.. Tekrar içeri girerek ocak başına yöneldi. Annesi sofra için hazırlık yapıyordu. Sedirin altından malzeme sandığını çıkararak; -Keser, çekiç, çivi lazım ana, diye söylendi aceleyle. Çıtalar vardı burada bir yerde, yakmadın inşallah! Hatice oğlunun bu telaşına bir anlam veremedi. Şaşkın bir halde bakarak, -Hayırdır oğlum akşam akşam, diye söylendi. Çıtalar divanın altındaydı. -Hayır ana hayır, diye cevap verdi Ali. Uçurtma yapacağım! -Uçurtma mı?.. Kime? Ali annesine bakarak güldü: -Kendimeee! -Allah Allah! Ali malzemelerle uğraşırken, Hatice, neredeyse yirmi yaşına girmiş olan oğluna tuhaf tuhaf bakarak bu çocuklaşmanın sebebini çözmeye çalıştı. Ali ki, her zaman yaşına göre olgun olmuş, ağırbaşlılığı ile tanınan bir gençti. Hatice'ye göre Bunun tek sebebi olabilirdi, o da az önce evlerine gelen Güvercin'di. "Bu oğlan ne zaman Güvercin'i görse, halinde bir değişiklik oluyor" diye düşündü... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.