Yalçın kızı takibe koyuldu!..

A -
A +

Sevgi valizini hazırlarken Hikmet Amca kara kara düşünüyordu. -Çılgınlık bu senin yaptığın, diye söylendi. Bu sevda yüzünden güzelim işinden de olacaksın. -Eğer hâlâ kovulmamışsam gidip birkaç gün izin alacağım şimdi, diye güldü Sevgi. Kemal abi anlayışlı biri, beni kırmaz. -Orası hiç belli olmaz, dedi Hikmet amca. İşverenler ciddiyet konusunda tavizsiz olurlar. Ne kadar anlayışlı olursa olsun, her şeyin bir sınırı vardır. Çok yanlış yapmışsın iş yerini habersiz terk etmekle. Valizinin fermuarını çeken Sevgi ellerini beline koyarak Hikmet Amcaya ters ters baktı: -Çok iyi moral veriyorsun sağ ol! Ben seni habersiz bıraktığım için kendi kendimi yedim acaba merak etti mi diye, şu senin yaptığına bak. Bir dövmediğin kaldı! -E, kızını dövmeyen dizini döver diye boşuna dememişler. Belki de dövmeliydim. Ama merak ediyorsan söyleyeyim. Doğru tahmin etmişsin, gece hiç uyumadım. İskeleyi, sahili dolaşıp durdum. Harem'e kadar kaç tur attım hatırlamıyorum. Cami avlularına bile baktım belki nostalji yapıyorsundur diye. Eğer beş dakika daha gelmeseydin karakola gidecektim. Kızım kayboldu diye polisten yardım isteyecektim... Sevgi gelip başını Hikmet Amcanın omzuna yaslayarak ağlamaklı söylendi: -Özür dilerim Hikmet Amca, özür dilerim. Yıktığım her şeyi tamir edeceğim, sana söz veriyorum. Her şeyi yoluna koyup döneceğim. Bana dua et olur mu? -Peki kızım. Güle güle git. Hastamıza da Allah şifa versin. Sevgi tebessümle Hikmet Amcaya bakarak ıslanan yanaklarını sildi. Bu sırada Yalçın, açık pencerenin kenarına yaslanmış, içeride konuşulanları büyük bir şaşkınlık ve dikkatle dinliyordu. Dış kapı açılınca, aceleyle yürüyüp duvarın köşesine saklandı. Elinde valiziyle çıkan Sevgi yokuş aşağı yürürken, o da kızı takibe koyuldu. Yaklaşık on dakikada Üsküdar meydanına inmişlerdi. İskele binasına giren sevgi doğruca gazete bayiine yöneldi. Tezgâhın arkasında patronu Kemal vardı. -Günaydın Kemal Abi, diye söze girdi Sevgi. Beni affedecek misin bilmiyorum ama, inan dün mecbur kaldım gitmeye. Kemal, korktuğundan daha yumuşak karşıladı Sevgi'yi. -Olanları duydum, merak etme. Sağ olsunlar, komşular ilgilenmiş burayla ben gelene kadar. Yalnız bir haber bıraksaydın hastaneye gelir ilgilenirdik. Bu sırada komşu dükkanın tezgâhtarı Dilek de geldi yanlarına. -Nişanlın nasıl oldu Sevgi? diye sordu. -Yoğun bakımda, dedi Sevgi. Durumu ağır. Eğer hâlâ çalışıyorsam ve Kemal Abi izin verirse şimdi hastaneye gidip onunla ilgilenmek istiyorum. -Kız ne zaman nişanlandın sen? İnsan bir haber verir yahu! -Sözlendim desem daha doğru olur. Biraz ani oldu. Kemal Sevgi'nin avucuna biraz para sıkıştırarak, -Hâlâ çalışıyorsun, merak etme, dedi. Haydi şimdi git hastanla ilgilen. En kısa zamanda da işinin başına dön. -Çok teşekkür ederim Kemal Abi. Görüşmek üzere. Sevgi, tezgâhın altındaki oyuncak kedisi Garfield'i alıp çıkarken, birden aklına bir şey geldi. Durup gülümsedi. Sinan'ın her gün aldığı gazeteden bir tane alarak koltuğunun altına kıstırdı. Sonra iskeleden çıkıp bir taksiye atladı. Yalçın da hemen peşindeki taksiye... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.