Zahit, bir gardiyan gibi evin kapısı önüne oturmuş, kahvaltısını dışarıdaki masada yapıyordu. Aklında Şakir Ağaya verdiği sözü bir an önce yerine getirip hem bu dertten kurtulmak, hem de rahata kavuşmak vardı. Zira adam yüklüce borcunu silmekle kalmamış, hem bir sürü para vermiş, hem de on mislini daha vermeyi vaat etmişti. Bu Zahit'in hayatta göremeyeceği bir servet sayılırdı. Eğer sözünden cayacak olursa Şakir Ağa onu asla yaşatmazdı. Bu ihtimal canını sıkıyor, bu yüzden bir an önce işin hallolmasını istiyordu. Hem, vaat edilen parayı alıp genç ve güzel bir kadınla evlenmek ne hoş olacaktı. Belki de Halep'e yerleşirdi. Sokaktan bir kızın hızlı adımlarla yaklaşmakta olduğunu görünce dikkat kesildi. Samira'nın arkadaşı Züleyha idi. Yanına gelinceye kadar kızı alıcı gözlerle inceledi. -Afiyet olsun Zahit amca. -Hoş geldin Züleyha. -Hoş bulduk. Samira'yı merak ettim. Nerede, hasta falan mı? Zahit kafasıyla işaret ederek; -İçerde, diye cevap verdi. Bu arada içeriden sesleri duyan Samira, pencereden bakıp Züleyha'yı görünce hemen kapıya koştu. Züleyha içeri girecekken, Zahit sordu: -Düğün ne zaman Züleyha? -Yarın akşam Zahit amca. Siz de davetlisiniz. Samira kapıdan uzanıp Züleyha'nın kolunu tuttuğu gibi içeri çekti. Birlikte Samira'nın odasına geçerlerken Züleyha merakla sordu: -Kaç gündür nerelerdesin kız sen? Ne bu halin, gözlerin kıpkırmızı olmuş! Topla kendini biraz, ölenle ölünmez. Samira, arkadaşını mindere oturtarak kendisi de yanına oturdu. -Hiç sorma başıma gelenleri Züleyha! dedi alçak sesle. Ali'nin mektubunu, fotoğrafını bulmuş dolaptan. -Deme! -Eve hapsetti beni. Bir yere gidecek olursa kapıyı üstüme kilitliyor! -Vah kardeşim vah! -Şakir Ağa ile evlenmeyi kabul edene kadar hapis kalacağımı söyledi. -Ali ne olacak peki? -Ali, ah Ali! diye inledi Samira. Kim bilir nasıl merak etmiştir beni! Başıma gelenleri bir bilse! *** Kır çeşmesinde yüzünü yıkayan Ali, çalının dibindeki gölgeliğe uzanıp, heybesinden kitabını çıkardı. Kitabın arasındaki Samira'nın fotoğrafını alıp özlemle uzun uzun baktı. Güvercin gördükten sonra artık evde bırakmıyor, hep yanında taşıyordu. "Keşke baştan beri böyle yapsaydım" diye düşündü. Sonra Güvercin'in görmüş olmasında da bir hayır olduğunu düşündü. Zaten ona söylemek istiyordu. Onun görmesi işini kolaylaştırmıştı. Güvercin'i aklından çıkarıp, Samira'ya yoğunlaşmak istedi. Acaba kaç gündür neredeydi, ne haldeydi? Başına kötü bir iş mi gelmişti? Dahası, onu tekrar görebilecek miydi? Yoksa bu sevda böyle yarım mı kalacaktı?... > DEVAMI YARIN