2025 yılına sayılı günler kala Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimlerinde defalarca kendilerine vaat ve söz verilenler başta olmak üzere emekliler, işçileri, memurlar ve diğer çalışanlar ile meslek grupları kendileriyle ilgili bir düzenleme emaresi olup olmadığını merak etmektedir.
Her daim taleplerine gazetemizde yer verdiğimiz çalışanlarımızla emeklilerimizle ilgili gelişmeleri Ankara’dan TBMM’den ve hükûmet nezdinde titizlikle takip edip izah etmeye devam edeceğiz. TBMM Genel Kurulunda, 2025 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Bu hafta düzenleme bekleyen çalışanlarla ilgili çok sayıda kanun teklifi verildi.
Devlet Memurları Kanunu'nun tarifi yapılan yardımcı hizmetler sınıfında yer alanlar, her daim mağduriyetlerini gündeme getirmektedir. Hakikaten 60 yıla yakın zamandan beri yapılan bu düzenlemenin günümüz şartlarına göre uyarlanması elzemdir. Bu personelin talepleri doğrultusunda mezkûr kanunun “Genel İdare Hizmetleri Sınıfı”na dâhil edilerek ücret ve diğer tüm özlük haklarının iyileştirilmesi gerekmektedir.
Yardımcı hizmetler sınıfında yer alanlar bu yönde değişik mecralarda ve sendikalar vasıtasıyla sık sık talep ve yakınmalarını dile getirmektedir.
Yardımcı hizmetler sınıfında yer alanlara ilişkin bu hafta muhalefet milletvekilleri tarafından iki kanun teklifi TBMM’ye intikal ettirilmiştir. Kanun tekliflerinde anılan personelin görevde yükselme ve unvan değişikliği başta olmak üzere, ek gösterge ile diğer özlük hakları ve emeklilikte yaşanan düşük maaş mağduriyetlerinin bertaraf edilmesi amacıyla düzenleme yapılması amacı güdülmektedir.
Sosyal güvenlik sistemimize bakıldığında geçmiş dönemlerdeki farklı kurumsal yapılardan kaynaklanan birçok eşitsizliğin halen yürürlükte olduğu görülmektedir. Bu uygulamalardan birisi de Emekli Sandığı kapsamındaki iştirakçilerin kız çocukları, çalışmaları hâlinde dahi anne ve babalarından gelen ölüm aylığını almaya devam ederken, SSK ve Bağ-Kur kapsamındaki sigortalıların kız çocukları çalışmaları durumunda bu haktan mahrum kalmaktadır. Bu eşitsizliğin giderilmesi için yeni bir kanun teklifi verildi. Bu kanun teklifinin gerekçesinde;
“…sosyal güvenlik sistemindeki bu çarpık durumu düzeltmeyi, tüm vatandaşlarımızın kız çocuklarına eşit haklar tanımayı ve çalışma hayatına katılımı teşvik etmeyi amaçlamaktadır. SSK ve Bağ-Kur kapsamındaki sigortalıların kız çocuklarının da, tıpkı Emekli Sandığı mensuplarının kız çocukları gibi, çalışmaları hâlinde ölüm aylıklarının kesilmemesi, sosyal adaletin ve fırsat eşitliğinin bir gereğidir” denilerek belirtilen haktan SSK ve Bağ-Kur kapsamındaki sigortalıların kız çocuklarının istifade etmesi öngörülmektedir.
Emekliler, işçi-memur ve diğer tüm kamu çalışanları banka promosyonlarından istifade ederken maalesef özel sektör çalışanlarının ezici çoğunluğu bu haktan mahrum kalmaktadır. Bu yönde herhangi bir zorlayıcı yasal düzenleme bulunmamaktadır. İşte Meclis’e yine muhalefet tarafından verilen bir kanun teklifinde;
“Özel sektör işverenleri, çalışanların maaşları üzerinden bankalarla yaptıkları anlaşmalardan doğan promosyon gelirlerini ya kendileri almakta ya da çalışanlarla paylaşmamaktadır. Bu durum, aynı sistemden kaynaklanan bir gelirin bazı çalışanlara tanınıp bazılarından esirgenmesi sonucunu doğurmaktadır. Maaş promosyonları, işçilerin ücretleri üzerinden elde edilen bir gelir olduğundan, bu gelirin işçilere ait olması hakkaniyetin bir gereğidir. İşverenin, işçinin ücretini ödemek için banka ile yaptığı protokolden doğan menfaatin işverene ait olması için hiçbir haklı gerekçe bulunmamaktadır. Bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler ve yoğun rekabet ortamı, kurumsal müşterilere sunulan hizmetlerin ve avantajların artmasını sağlamıştır. Özel sektör çalışanlarının bu gelişmelerden mahrum bırakılması, hem çalışma barışını bozmakta hem de haksız bir uygulamaya dönüşmektedir. Bu düzenleme ile özel sektör çalışanlarına da banka seçme özgürlüğü tanınmakta ve promosyon haklarından tam olarak yararlanmaları sağlanmaktadır. Düzenlemenin işverenlere getirdiği yükümlülükler, çalışanların haklarının korunması ve bankacılık hizmetlerinden etkin şekilde yararlanabilmeleri için gerekli asgari düzeyde tutulmuştur. Promosyon ödemelerinin eşit dağıtılması ve sürecin şeffaf yürütülmesi ile ilgili düzenlemeler, uygulamada ortaya çıkabilecek sorunları önlemeyi amaçlamaktadır. İşçi temsilcilerinin sürece katılımının sağlanması ise, hakların etkin kullanımını güvence altına alacaktır” gerekçeleriyle kamu ve özel sektör çalışanları arasındaki eşitsizliği gidermeyi, çalışanların mali haklarını genişletmeyi ve çalışma hayatında adaleti sağlamayı amaçlayan düzenleme öngörülmektedir.
Meclis’e verilen diğer bir kanun teklifinde ise Devlet Memurları Kanununda değişiklik yapılarak memurların ve uzman yardımcılarının atamalarında sözlü sınav usulünün kaldırılması amaçlanmaktadır.
İsa Karakaş'ın önceki yazıları...