Çalışma hayatında tüm çalışanların ruhen ve bedenen sağlıklarının korunması ve aile hayatlarının idamesi açısından izinler büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Bu nedenledir ki başta Anayasamız olmak üzere tüm çalışma mevzuatımızda dinlenme hakkına yer verilmiştir.
2003 yılında yenilenen İş Kanunumuzda yıllık izinlere geniş bir şekilde yer verilmiştir. İlerleyen dönemlerde yapılan düzenlemelerle doğuma bağlı olarak getirilen yarım çalışma, kısmi süreli çalışma ve ücretsiz izinlerle ilgili düzenlemeler çalışanlara yeni bir soluk aldırdı.
Ardından Kanunda yer verilmeyen mazeret izinleri hükme bağlanarak açıklık kazandırılmıştır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın geçtiğimiz günlerde “Doğum izninin artırılması ve işçi ile memur arasındaki farkları giderecek çalışmalarımıza başladık. Doğum izni sürelerini Nüfus Politikaları Kurulunda da gündeme alıyoruz. İzin sürelerinin daha da artırılması için çalışmalar yapıyoruz" şeklinde açıklamasıyla birlikte medyada ve kamuoyunda işçilerle memurların babalık izni eşitlenecek şeklinde kamuoyunda geniş bir yankı oluşturdu.
Bu açıklama ve haberlere binaen gazetemize gelen çok sayıda talep ve yakınmalardan önemsizmiş gibi görünmekle birlikte aslında aile birliği açısından son derece ehemmiyet arz eden bazı sorunlar ön plana çıkmaktadır.
Bu sorunlardan biri de evlilikte topuzun ayarının kaçması!..
Keza evliliğin sorunsuz devam etmesi dolayısıyla aile birliğinin devamı için her erkeğin bir orkestra şefi gibi eşinin yanı sıra özellikle kayınvalidesi ve annesi arasında bir denge gözetip idare etmesi lazım.
Maalesef mer’i İş Kanunumuz bu dengeyi sağlamayı güçleştirmektedir. Özellikle evli erkek çalışanları zor durumda bırakmaktadır. Bu açıdan işçiler çok muzdarip.
Neden mi?
Gelin birlikte irdeleyelim. İşçilerin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkacaktır.
İş Kanunumuzda işçilerin annesi, babası, çocukları ya da kardeşlerinin ölümünde üç (3) gün ücretli mazeret hakları bulunmaktadır.
Ancak işçi çalışanların kayınvalidesi, kayınpederi ya da eşinin kardeşlerinin ölümünde hiçbir izinleri bulunmamaktadır.
Düşünebiliyor musunuz işçinin eşinin annesi, babası ya da kardeşinin cenazesine iştirak edebilmesi için bir gün bile izni yok…
İşçinin annesi, babası, çocukları ya da kardeşlerinin ölümünde sadece üçer (3) günlük ücretli mazeret hakları varken memurlarda bu izinler dörder gün daha fazla tam bir hafta yani yedişer gün olarak düzenlenmiştir.
Memurun mazeret izinleri bitmedi.
İşçinin kayınvalidesi, kayınpederi ya da eşinin kardeşlerinin ölümünde bir gün bile mazeret izin hakkı yokken, memurun kayınvalidesi, kayınpederi ya da eşinin kardeşlerinin ölümünde ise -sıkı durun- her biri için tam 7 (yedi) gün ücretli mazeret izin hakları bulunmaktadır.
Dolayısıyla işçi okurlarımız;
Memurun kayınvalidesi kayınvalide de işçininki kayınvalide değil mi?
Şeklinde haklı olarak veryansın etmektedir.
Demek ki sadece babalık izni ve doğuma bağlı izinlerin eşitlenmesi yetmez.
Ailenin devamlılığı için evvelemirde işçinin eş tarafını en acı gününde yok sayan düzenleme boşluğunun telafi edilmesi gerekmektedir. Aile yoksa zaten doğum da yok…
Hükûmetten beklenti İş Kanunu’nda yapılacak basit bir değişiklikle tüm mazeret izinlerinin eşitlenmesidir. Bu da yapılamıyorsa hiç olmazsa işçinin eşinin anne, baba ve kardeşlerinin ölümünde en azından 3 (üç) günlük mazeret izni hakkının verilmesi…
***
“Muhakkak evlenin; karınız iyiyse mutlu, kötü ise filozof olursunuz” Sokrates
İsa Karakaş'ın önceki yazıları...