Duble vergi (mi?)

A -
A +

Ne zaman iç/dış konjonktürde olumsuz bir gelişme olsa, hemen net aktif vergisi, ekonomik istikrar vergisi gibi adlar altında konan vergiler hep servet üzerine yüklenmiştir. Üstelik sosyal adalet duygusuyla dolup taşarak daha bir geniş tabana yayma çabasıyla... Çünkü servet üzerinden vergi almak kolay, gelir üzerinden vergi almak ise zordur; gayret ister. Yani, tıpkı ülkemizdeki gibi!.. Bu kaynak paketlerinden biri de 4837 sayılı Ekonomik İstikrarı Sağlamak İçin Ek Vergiler Alınması Hakkında Kanun'dur. Ne var ki, bu Kanun, çıkarken ya da çıktığında herkese "elle gelen, düğün ile bayram" dedirten ve fakat ilgili 1 Seri No'lu Genel Tebliğ'in yayımı ile "bayram etkisi" yerine "W vergi etkisi" yaratan bir kanundur. Nasıl yani diyenler için önce şu tespitleri bir bir yapalım, sonra beraber yorumlayalım... 1- Anılan bu Kanun'un yürürlüğe girdiği 11.04.2003 tarihi itibariyle ilgili sicilde kayıtlı bulunan taşıtlar, bir defaya mahsus olmak üzere 2003 yılı için tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar (ek motorlu taşıtlar vergisine tabidir. Ve bu vergi 2003/Mayıs ve Ekim aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenecektir. 2- Söz konusu verginin mükellefi, 11.04.2003 tarihine kadar ilgili sicillerde kayıt ve tescil edilmiş bulunan taşıtlardan dolayı motorlu taşıtlar vergisi mükellefi olanlardır. 3- 01.01.2003-11.04.2003 tarihleri arasında ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilmiş olunan motorlu taşıtlar da ek vergiye tabidir. 4- Kanunun yürürlüğe girdiği 11.04.2003 tarihinden sonra (bu tarih dahil) ilk defa ilgili sicillere kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar ise ek vergiye tabi değildir. 5- 01.01.2003 öncesi alınıp da 30.06.2003 tarihine kadar noter senedi ile satılan taşıtlara ilişkin ek verginin birinci taksidi satıcı tarafından ödenecektir. İkinci taksit ne satıcı ne de alıcı tarafından ödenmeyecektir. Çünkü, satıcının motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti ilk altı aylık dönemin sonunda sona ererken, alıcının mükellefiyeti ikinci altı aylık dönemin başından itibaren başlamaktadır.Bununla birlikte, Kanunun yürürlüğe girdiği 11.04.2003 tarihinden önce alıcının mükellefiyeti bulunmadığından dolayı ikinci taksit alıcı tarafından ödenmeyecektir. Şimdi de hep beraber hem soralım, hem de yorumlayalım. 1- 2002 yılının sonunda alıp da üç beş gün içinde 2003 yılının başında taşıtını satan mükellefe motorlu taşıtla vergisinin birinci taksiti yanında bir de ek vergi taksiti yüklemek hak ve hukuka ne kadar uygundur? Servet kimin üzerinde, vergi kimden isteniyor? 2-Diğer taraftan, 01.01.2003 ila 30.06.2003 tarihleri arasından noter satış senediyle satılan taşıtlara ilişkin ek verginin ikinci taksiti Hazine aleyhine alınmazken, 2003 yılı başında bir gün bile üzerine kayıtlı taşıt bulunanlardan ek vergi taksiti alınması ne kadar adildir? 3- Uygulamadaki yansımaların ne olacağı, nasıl bir sonuç doğuracağı iyice görülmeden yapılan yasalar maalesef hep böyle tartışılacaktır. 4- Oysa, söz konusu 4837 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde "... bu Kanunun yayımlandığı tarihte ..." ibaresi yerine "...bu Kanunun yayımlanacağı tarihten sonra..." ibaresi konulmuş olsaydı, pratik hayata da uygun düşecekti. Çünkü, anılan Kanunun yayımı tarihi itibariyle elde olan servetin (taşıtın) vergisinden bahsedilecekti. Kanunun yayımı tarihi itibariyle elde olmayan servetin (taşıtın) vergisinden bahsetmek ne kadar mümkünse, o vergiyi tahsil etmekse o derece zor olacaktır. 5- Acaba ATO Başkanı sayın Aygün'ün önerisi dikkate alınıp 4837 sayılı Ek Vergi Kanunu yürürlükten kaldırılabilir mi? Hem böylece yasadan kaynaklanan mağduriyetler giderilir, hem de Türk halkının hükümete ve TBMM'ye olan güveni tazelenmiş olur. Ne dersiniz?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.