Bilindiği gibi, geçen yıl 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 35'inci maddesine eklenen bir fıkra hükmü (ve 2001/3500 sayılı BKK) ile, TTK'nun 272'nci maddesine atıfta bulunularak sermayesi 250 milyar lira ve daha fazla olan "anonim şirketler" ile üye sayısı 100 ve daha fazla olan "yapı kooperatiflerine" 10 Kasım 2001'den itibaren sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu getirilmişti. İşte yukarıda belirtilen yazı, bu düzenlemenin gereğini yapmak üzere ilgili şirketleri uyarma; uyanmayanlara da uygulanacak yaptırımı hatırlatma yazısıdır. Biliyorum, daha biz krizden çıkmadan bu da şimdi nereden çıktı, diyeceksiniz. Ama boşuna debelenmeyin. Bir kere bu yasa, yukarıda da belirttiğimiz gibi 1.5 yıl önce çıktı. Ama yürürlük süresi 6 ay sonrasına bırakıldığı için kimse umursamadı. (10.05.2001 tarihli R.G.) Efendim, bu yasa ile getirilen avukat bulundurma zorunluluğunun hikmeti, kimine göre kamu yararını gözetip ortakların haklarını koruma altına alma, kimine göre de avukatlara ilave gelir kapısı oluşturmak için getirilen zorlama da olsa, sonuç değişmemektedir. Bırakınız sonucu; sermayesi 250 milyar TL ve daha yukarı olan bir A.Ş. veya üye sayısı 100 ve daha fazla olan bir yapı kooperatifi iseniz, siz 10 Kasım 2001'den itibaren bir de suç işlemiş sayılırsınız. Ceremesi ise, sözleşmeli avukat tayin edilmeyen her ay için o tarihlerde geçerli cari asgari ücretin brüt tutarı (şu andaki tutarı 250.875.000 TL) kadar "para cezası"dır. Söz konusu sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğunu 10 Kasım 2001'den itibaren bugüne dek yerine getirmeyen ilgili A.Ş. ve yapı kooperatiflerinden her biri şu an için tam olarak 3.177.630.000 TL para cezası ile karşı karşıyadırlar. Anılan yasaya göre bundan kurtuluş da yok gibidir. Çünkü, ilgili Baro Başkanlıkları söz konusu cezai yaptırımın uygulanması konusunda mahallin en büyük mülki idare amirine (illerde Valiliklere, ilçelerde Kaymakamlıklara) suç duyurusunda bulunmaya hazır gibidirler. Anlaşılan o ki, ilgili Baro Başkanlıklarınca bu durum yakından izlenmektedir. Elbette bu cezalara karşı, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili "sulh ceza mahkemesi"nde itiraz edebilirsiniz. Ama itiraz neye yarayacak ki? En fazla (gayri faal veya tasfiye halinde olanlar için) yasal boşluklar doldurulacaktır. O kadar... Sözün özü, kırk katır ya da kırk satır misali, bahsi geçen şirket ve kooperatifler ya aylık bazda kesilecek para cezasını ya da bugün için geçerli olan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre sırasıyla 300 milyon TL ve 200 milyon TL avukatlık ücreti ödemek zorundadırlar. Siz ne kadar anladınız bilemiyorum ama, bana göre şirket ve kooperatiflere getirilen bu zorunluluğun amacını kimse anlayamadı. Çünkü; ¥ Avukata ihtiyaç duyan şirket veya kooperatife yasal zorunluluk gerekmiyor; onlar zaten avukatını buluyor. ¥ Bu ekonomik kriz ortamında aylık bazda avukatlık ücreti ihtiyaç duymayan şirket için ekonomik külfet, meslek mensupları için de etik külfet olsa gerektir. ¥ Anonim şirketlere sermayeni 250 milyara çıkarma, yapı kooperatiflerine de ortak sayını 99'u aşırma diye mesaj veriliyor olamaz. Ayrıca, ilgili bu yasa hükmü kendi içinde tutarlı olmadığı gibi, boşluklarla da doludur. Mesela, sermayesi 250 milyar TL ve daha fazla olan diğer sermaye şirketleri (limited şirket ve eshamlı komandit şirket) için herhangi bir zorunluluk getirmiyor. Yine gayri faal ya da tasfiye halindeki anonim şirketlerle (ve yapı kooperatifleriyle) ilgili olarak bu konuda bir hüküm yoktur.