Vergi barışında tebliğ problemi!...

A -
A +

Yaklaşık iki aydır neredeyse tüm ülke olarak Vergi Barış Kanunu ile yatıp onunla kalktık. Kanun'dan kim, nasıl yararlanacak? Tebliğ hükümleri düzenleyici mi, açıklayıcı mı? Tebliğ ile yapılan açıklamalar kanun hükümlerine aykırı mı, ya da ne kadar uygun? Tebliğ ile yapılması gereken açıklamalar neden iç genelgeyle yapılıyor? diye hep teyakkuzda olduk. Kimi problemlerin tebliğ ve iç genelge ile çözüldüğünü görürken, bazen de iç genelgelerle hiç yoktan yere problem oluşturulduğuna ve uygulamanın duraksamaya uğratıldığına şahit olduk. Ve biz bunların bir kısmını bu sütunlarda sizlere ilettik... Derken bu sefer de 2003/2 Seri No'lu VBK İç Genelgesi'nin (B/1) bölümünde yapılan açıklama ile yeni bir problemin oluşturulduğunu gördük. Söz konusu İç Genelgenin anılan bölümünde; "1-4811 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasında belirtilen ve Kanunun bu maddesi hükmünden yararlanılacak tutarın tespiti için öngörülen "... Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın ..." ibaresi, Kanunun yürürlüğe girdiği 27.02.2003 tarihi itibariyle (bu tarih dahil) taraf olan idareye tebliğ edilen yargı kararlarını ifade etmektedir" denilmektedir. Yani denilmek istenen kısaca şudur: Bu Kanunun yayımlandığı 27.02.2003 tarihinden önce verilmiş kararlar yine aynı tarihten önce idareye tebliğ edilmemiş ise anılan Kanunun 3/2 (a ve b) madde hükmü yerine 3/1 madde hükmünden yararlanılacaktır. Mesela, vergi mahkemeleri nezdinde açılan davanın (mükellef lehine) sonuçlanması, yani terkin kararı verilmesi ve bu kararın 27.02.2003 tarihine kadar (bu tarih dahil) taraf olan Vergi Dairesi/Mal Müdürlüğü'ne tebliğ edilmemiş olması halinde mükellef dava konusu vergi aslının %50'sini ödemek zorunda kalacaktır. Oysa, söz konusu kararın Vergi Mahkemesince verildiği tarih esas alınmış olsa -ki, yasal olanı da budur- %50'si yerine %20'si ödenecektir. Her barışta olduğu gibi vergi barışında da zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı ve kaynaştırıcı yaklaşımlar esastır. Hele bunun diğer tarafındaki Devlet ise, bu yaklaşımların daha da toleranslı olacağı izahtan varestedir. Fikri mülahazalar bir tarafa, bahsi geçen İç Genelge'deki bu açıklama, yasal dayanaktan yoksundur. Çünkü anılan VBK'nda böylesine sınırlayıcı ve daraltıcı bir hüküm yoktur. Kaldı ki, anılan İç Genelge'nin bu hükmü sadece mükellefleri değil, aynı zamanda Hazine'nin de aleyhinedir. Mesela, söz konusu Kanunun 3/2-b hükmüne göre tasdik veya tadilen tasdik kararı, aynı şekilde 27.02.2003 tarihine kadar (bu tarih dahil) taraf olan idareye tebliğ edilmemiş olması halinde mükellefçe tasdik veya tadilen tasdik olunan vergi aslının tamamı ödenmesi gerekirken, bu defa %50'si ödenecektir. Böylece Hazine ödenecek verginin %50'sinden mahrum kalacaktır. Aslında kimin aleyhine, kimin lehine olması değil, yasalara, hak ve hukuka uygun olması önemlidir. Taraflar hakkında verilmiş olan kararın, yargı tarafından iş yükü pul parası yetersizliği gibi nedenlerle tebliğ edilmemiş olması, taraflar için yok sayılması anlamında yorumlanmamalıdır. Yine çok iyi bilinmelidir ki, Yargı'da terfi dönemi öncesi olduğu için kasım ve aralık aylarında çok sayıda karar çıkmaktadır. Bu kararların tamamının şu ya da bu şekilde 27.02.2003 tarihine kadar taraflara tebliğ edilmemiş olması ülkemiz gerçeğidir!.. Vergi Barış Kanunu'nun 3/2'nci madde metninde ta'dat olunan kararlarla ilgili olarak taraf olan idareye tebliğ şartı bulunmamaktadır. VUK'nun 112/3-b madde hükmünden ilhamla böyle bir şart ihdas etmek yasal olmadığı gibi, idareye olan güveni de sarsabilir. Harmanı itibariyle çok iyi giden Vergi Barış Kanunu'nun hasılatı itibariyle çok iyi sonuçlanması Vergi İdaresi'nin elindedir. Kanun tekniği ve tedvininden doğan duraksamalar Vergi İdaresince giderilir, iç genelgelerle yeni yeni problemler oluşturulmaz, oluşturulan (geçen hafta belirttiğimiz mahsup ve bu sefer ki tebliğ problemi gibi) problemler de yani iç genelgelerle çözüme kavuşturulursa hedeflere çok daha kolay ulaşılacaktır. Son söz: Mükellefler inandı; barışacak! Yeter ki, İdare yeni yeni engeller çıkarmasın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.