6 Haziran 1944 Normandiya Çıkarması!

A -
A +

Bu yıl İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli dönüm noktalarından biri sayılan Müttefiklerin ünlü "Normandiya Çıkarması"nın 60'ıncı yıl dönümü olağanüstü bir merasimle kutlandı. İngiltere Kraliçesi, ABD Başkanı Bush, Rusya Federasyonu Başkanı Putin, dahil yedi ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını, binlerce eski muhariplerin katıldığı bu merasimi yabancı kanallardan canlı olarak izledim. Gerçekten şimdiye kadar hiç olmadığı kadar muhteşemdi!.. Ama neden böylesi vesilelerde âdet olduğu gibi 50'nci, veya yüzüncü yılında değil de durup durduğu yerde 60'ıncı yılda böylesine muhteşem bir merasim düzenlemek lüzumu hissedilmişti? Ruslar Stalin döneminden beri bu çıkarmayı önemsemezler, hatta gereksiz bulurlardı. Bu yüzden olacak Putin buna katılmamak kararı almış iken nasıl oldu ise fikir değiştirip son anda katıldı. Daha da ilginç olanı Alman'ya bu merasime davetli bile değildi. Bu da normaldi. Ama Federal Şansöliye Schröder anlı şanlı kalktı geliverdi. Başban Bush ve Putin'in gözleri önünde ev sahibi durumundaki Jacques Chirac ile sarmaş dolaş ve uzun uzun kucaklaştırlar!. *** Bütün bunların ayrı bir nedeni, özelliği olmalı idi. Bunların da dışında Normandiya harekâtını benim gibi yakından izlemiş olanlarda acı tatlı çeşitli çağrışımlar da yapıyordu. Fransa'ya henüz yeni gitmiştik. Yeni sefaretimizin ikinci katibi idim. Oldum olasıya "Işıklar Şehri" Ville Lumiere" olarak bilinen o güzelim Paris karanlıklar içinde, ortasında geçen Seine Nehrinin yatağına girmiş uyur gibi idi. Normandiya Çıkarması Müttefiklerin üçüncü denemesi idi. Eğer bu da başarılı omasa idi belki savaşın bile seyri değişebilirdi diyenler çoktur. Ama Ruslar, özellikle Stalin aynı fikirde değildi. Ona göre Almanları Avrupa'da onlar mağlup etmişlerdi. Müttefik Başkomutanlığı şunda imiş, bunda imiş önemi yoktu. Churchill sarhoş, Roosewelt hasta ve sakat idi. Mütarekeye sadece iki ay kala, Şubat ayı sonunda Yalta Konferansı'nda Stalin ev sahibi sıfatıyla toplantının gündemini değiştirip Almanya'nın bölünmesini masaya getiriyor, sonra da tekerlekli sandalye ile gelebilen ABD Cumhurbaşkanına alay eder gibi "Var mısınız? Sizinle bir iddiaya girişelim.. Siz mi Manilla'ya daha evvel gireceksiniz? Yoksa biz mi Berlin'i daha evvel feth edeceğiz?" Roosewelt cevap vermeden başını çeviriyor. İkinci Dünya tarihini yazanlar veya okuyanlar komünist liderin bu siyasi, ama serkeş sarkıntılığını mutlaka benim anlatmaya çalıştığım gibi okuyup hatırlayacakladır. Ağzında piposu, Stalin düpedüz, "Avrupa benim, sen git Pasifik de oyalan!..." demeye getiriyor. Demir Perde, ardından soğuk savaş dönemi böyle başlamış ve şimdi de bildiğiniz gibi sona ermişti!.. Geçen hafta Fransa'nın Normandiya kumsallarında yapılan gerçekten mükemmel anma merasimlerinin bende uyandırdığı çağrışımların akıntısına kapıldık. Bunun neden 60'ıncı yıl etiketi altında gerçekleştirildiği konusuna hâlâ dokunamadık. Böylesi konularda herşey herkesin yorumuna açıktır. Bu konuda da çok çeşitli ve değişik yakıştırmalar yapılmaktadır. O kadar ki, kimileri ise bu merasimin şu sırada bu kadar ihtişamla yapılmasında ABD'nin ve özelikle Başban Bush ve yakın arkadaşlarının büyük dahli olmuştur. ABD kamuoyu 11 Eylül İkiz Kuleler teröründen bu yana bir eziklik içindedir. ABD'nin imajı hem yurt içinde hem de bütün dünyada yaralanmış ve zedelenmiştir. Irak macerası, özellikle savaş dışı insanlık dışı işkence hareketlerinin dünya ekranlarına yansıyarak milyarlarca insanı rencide etmesi "Kurtarıcı Amerikalı" görüntüsünü ve hayalini tam tersine çevirmiştir. *** Bush altı aya kadar yeni seçimlere girecektir. Seçimler bakımından Başkan Bush'un fazla bir endişesi olabileceğini zannetmiyorm. Zira bence birincisi Amerikan seçmeni, böylesine zor bir aşamada Başkanını yalnız bırakmak istemeyecektir. İkincisi de karşısına çıkacak Demokrat aday da neden ise kendisinden beklenen performansı göstermekte hiç de istical ve gayret göstermiyor. ABD Başkanı ve Pentagon'un şimdilerde bütün gücü ile üzerine düştüğü görülen şu acaip "Büyük Orta Doğu" projesini ne Amerika'da, ne bizde, ne de herhangi bir Orta Doğu ülkesinde anlayabilmiş bir siyasetçinin bulunabileceğine şahsen hiç inanmıyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.