Seçimler ve demokrasi!..

A -
A +

Her iki tanımlama da aynı değerdedir. Biri olmazsa öteki de olmaz! Seçim olmayan yerde Demokrasiden söz edilemez, Demokrasi olmayan ülkelerde de seçimlerin lafı edilmez, edilse bile bunun adına seçim denemez! Gününü pek hatırlamıyorum ama geçen yılın sonlarında bu köşede yazmış, 2007 yılı pek çok ülke için bir seçim yılı olacak demiştim dediğim çıkıyor... Nereye baksan, özellikle Batı demokrasilerinde seçimler birbirini izliyor. Almanya çabuk davrandı. Seçimleri öne aldı, iktidar sosyal demokratlardan Hristiyan Demokratlara geçti. Muhalefetin ağzı ile "Papazın kızı Merkel" Schröder'in koltuğuna geçti oturuverdi! Şimdilerde AB'nin ellinci yaş günü, Avrupa Konseyi ve nihayet G8'ler toplantısı derken ABD Başkanı Bush, Putin dahil, hepsine birden ev sahipliği yapmanın, hele 7 Devlet ve veya hükümet başkanını ağırlayan tek kadın Başbakan olmanın keyfini eze eze çıkarıyor. *** Fransa'da geçtiğimiz hafta cumhurbaşkanı seçildi. Bunu geçen hafta yazmıştık. Bu hafta Parlamento seçimlerinin birinci turu yapılıyor. Orada seçimler iki turda yapılır. Birinci turda %50'yi bulan doğrudan Meclise giriyor. Diğerleri bu Pazar yapılacak ikinci tura kalıyorlar. Teşrii seçimlerde Sarkozy ve partisinin oyları beklenmedik ölçüde artacak görünüyor. Meclisin 577 üyesinden en az 400'ünü Sarkozy'nin Partisi (UMP) alacak. Sosyalistlerin payına da 100-150 sandalye düşecek gibi görünüyor. Bu sonuçlar yeni Fransa cumhurbaşkanını özellikle dış politikada daha makul ve daha bir temkinli davranmaya ve konuşmaya zorlayacaktır kanısındayım. *** Türkiye'deki duruma da değinecek olursak görünen şudur: Seçimlerin tarihi bizde de az da olsa öne alındı. Arada süresi sona eren Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Tabir caizse biz seçimlerin de, seçilmek için ortaya çıkanların da, iki ayağı bir papuca girer gibi oldu. Üstelik bu seçimler PKK eşkıyasının görülmemiş biçimde azdığı, şımardığı, Kuzey Irak'tan ve bilinen kaynaklardan alenen destek gördüğü hatta beslenmekte olduğu bir konjonktür içinde yapılacaktır. İnşallah Türk Milleti olarak bu PKK belâsını bir "Kuvvayi Milliye" havası ve birliği içinde Devlet ve Millet el ele bunun da üstesinden geleceğiz! *** İç ve dış politikamızı uygularken PKK'nın ne şekilde olursa olsun tamamen imhası konusunu Politikamızda bir "İrredenta" yani, arzu ve talepten öteye "Olmazsa olmaz" olarak ilan etmemiz ve bunun gereğini kim olursa olsun ısrarla istememiz gereklidir. Politikada bu gibi hallerde istemek şarttır! İstemeyenden isterler! Bu istikamette hareket etmek ve bunu karşımıza kim çıkarsa çıksın ondan mutlaka ve ısrarla istemek zorundayız! Bu konuya avdet edeceğiz. Ancak şurasını hemen hatırlatmalıyım ki Mustafa Kemal ve Arkadaşları Milli Mücadele savaşlarını bu yoldan kazandılar. O günlerde "İrredenta" düşman askerleri tarafından işgal edilmiş topraklarımızın kurtarılması ve Atatürk'ün Samsun'a ayak basmasından 3 gün önce İngiliz donanması refakatinde İzmir'e çıkarak Ankara yakınlarına kadar ilerlemeye cesaret eden Yunanlıları denize dökmek idi. Allah'a çok şükür Musul ve Kuzey Irak haksız olarak ve göz göre göre dışarıda kalmış olsa da Milli Mücadele başarıya ulaşmış ve Türkiye Milli Cumhuriyeti kurulabilmişti. O savaşlara Milli Mücadele demiştik! Şimdikinin adını tarih verecek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.