İnsan-doğa ve politika!..

A -
A +

Bu üç konu veya kavramın bir arada ele alınmasında yakıcı bir zorunluluk vardır. Sonrası geç kalınmış olabilir. İnsan bir doğa yaratığıdır, özünde, mayasında politika vardır. "Homos- Politikos" politika ise eski Yunancada Politis, şehir belde ve insanları üstlenebilecek olanlar ise diğer vatandaşlardan biri veya birincisi sayılır. Doğaya gelince, Allah'ın yarattığı gibidir... 1900'lerdeki iki dünya savaşını ve sonrasını çoğunluğumuz yaşadı. Politikanın politika ağırlığının nasıl ikili olandan çok taraflı olana dönüştüğünü gördük. Dünya bir seçim furyasından geçiyor. Geçen hafta Fransa'daki başkanlık ve meclis seçimleri sonuçları alındı. Fransa politikasına bir "Bilinmeyen Madde" gibi düşen Sarkozy özellikle AB konusundaki acımasız tenkitleri ile oy toplayabildi. Bize gelince önümüzde yapılacak seçimlerden nasıl bir Meclis ve kim Cumhurbaşkanı seçilecek bilemiyoruz. Cenab-ı Hak'dan ülkemiz ve aziz milletimiz için en hayırlı olanın çıkmasına dua ediyoruz!. *** Yeni hükümetin özellikle AB konusundaki politikası, özellikle AB çevrelerine söz ve merak konusudur. Bizce bu konu artık partiler üstü bir nitelik ve süreklilik kazanmıştır. İlk müracaatı Demokrat Parti yapmış, kabul görmüş ve hatta Avrupa Topluluklarını onurlandırmıştı. Ankara Anlaşmasını İnönü, AB'nin kurucu üyeleri birlikte imzalamış, Demirel hükümetleri tarafından ilgi ve ısrarla izlenmiş. Ecevit koalisyonu döneminde bilmem kaçıncı defa İmpassedan kurtarılmış. Nihayet AK Parti döneminde Erdoğan- Gül, ikilisi tarafından müzakere aşamasına getirilebilmiştir. Halen Türkiye'nin tam üyelik kararından herhangi bir sapmayı bekleyen yerli yabancı kimse kalmamıştır. *** Alman şansölyesi Frau Merkel dönem başkanı bulunduğu AB'nin 50. yıl dönümü münasebeti ile ilgili yabancı devlet ve hükümet başkanları, Avrupa Konseyi ve Parlamenterleri için başta Berlin olmak üzere FDA'nın pek çok kent ve menzillerinde yaptığı davetler serisi -yeni ve güçlü Almaya'nın yeniden kuruluşunu hatırlatan bir uluslararası festivale dönüştü. Şansölye bu şenliklere dünyanın en zenginlerini toplayan G-8'leri de katmasını bildi. Ve AB dönem başkanlığından izzeti ikballe ayrıldı. AB'deki altı ay sürecek başkanlık görevini Portekiz başbakanına devretti. Portekiz başbakanı görevi devralırken. Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Türkiye ve Türkiye'nin AB üyeliği konusunda bir dost devlet başkanına yakışmayacak "Sarcastique" sataşmalarına onurlu bir başkan sıfatiyle vakur bir cevap vermesini de bildi: "Türkiye'nin AB üyeliği için yaptığı ve konsey tarafından kabul edilen müracaatı İngiltere ve Portekiz'inkinden 3 yıl daha öncedir" dedi. Bütün bunlara rağmen bundan böyle yeni üyelerin durumlarını kapsayan ve Roma Andlaşması'nın ıslah ve tadili için müzakerelerin başlaması 28-29 Haziran 2007 tarihinde kabul edildi. AB için de ölümcül olabilecek bu durumun gelişmeleri dikkatle izlenmesi gerekecektir. O zamana kadar bizdeki 22 Temmuz seçimlerinin sonuçları da alınmış olacak ve Türkiye bu gelişmeleri daha güçlü şekilde izleyecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.