Avrupa politikasında muhtemel gelişmeler:

A -
A +

1- Almanya seçimleri sonrasında 2- 3 Ekim tarihinde AB'ye katılım müzakereleri sırasında! Avrupa ve onunla beraber Orta Doğu ülkeleri İkinci Dünya Savaşı sonrasının en kritik günlerini yaşamaktadırlar. Birincisi yıllar, hatta asırlar boyu bilen hemen herkes, bilmeyen, gücü yeten yetmeyenler tarafından zaman zaman kurcalana kurcalana bugünkü yer yer nasırlaşmış, kanserleşmiş, müzmin, kronik halini almış durumdadır. Bir gün ya kendiğilinden yahut da yeni moda uzaktan kundaklanarak, patlayacak, acısını yalnız kurcalayanlar değil sayısı belirsiz, kuşaklar birlikte çekecektir. *** Halen dünyanın en güçlü ülkesi ABD ve yöneticileri hakkında bir inceleme yazısı okumuş ve bunu da bu köşede özetle aktarmıştım. Hatırlatma kabilinden iki satırla değinelim. Diyordu ki adam: "ABD'de başkanlar bir devre için seçilirler ama büyük çoğunluğu ikinci dönem seçimlerini birincisinden çok daha kolaylıkla kazanırlar... Ama bunların çoğu bu ikinci dönemde çoğunlukla büyük hatalar veya şanssızlıklarla karşılaşırlar kanısına varıyor ve bunun sıram sıram örneklerini veriyor. Umarım ki Sayın Bush bu listeye girmeden görevini kazasız belasız başarı ile sona erdirir. *** Bu haftaki konumuzun birinci bölümü Almanya seçimlerine gelince, 18 Eylül seçimleri sonuçlarının muhtemel gelişmeleri hakkındaki düşündüklerimiz büyük ölçüde doğrulanıyor. Yazdığımız gibi seçim sonuçları 1967'lerin allı karalı büyük koalisyonundan başka bir yoldan sağlam ve sürekli bir hükümet kurma imkanı vermiyor. 1949'da Federal Almanya'nın kuruluşundan bu yana sadece kısa bir Kıesinger-Brand Hıristiyan Demokrat/ Sosyal Demokrat büyük koalisyonu hariç bir büyük parti ile bir küçüğün -O zamanlar için FDP özgürlükçü demokratlar ittifakı artık tarihe karıştı. Onun yerine beliren iki siyasi partiden Sosyalist Parti Merkel'in, CDU'su ile bir koalisyona girmeyeceğini açıklamıştı. Yoshka'nın Yeşilleri de bir süre hükümet dışında kalmayı daha kârlı buluyor. Bu durumda zoraki bir büyük koalisyon ihtiyacı doğmuş oldu. SPD Başkanı eski Hükümet Başkanı Hükümet dışında kalmayı ve hükümet üyesi olacak partisini dışarıdan yönetmeyi daha kolay ve kârlı görüyor. Zaten Fed. Cumhurbaşkanı da görevi doğal olarak en çok oy alan CDU/CSU'ya vermek durumunda idi.. Şimdilerde Frau Merkel'in büyük ortağına kendisinden bile bir fazla bakanlık vermek suretiyle dışişlerini de elinde tutmayı başarırsa biliniz ki bu yakın gelecekte Avrupa'da politikanın birden hareketleneceği ve daha doğrusu karışacağının bir işareti olacaktır. Aslında asıl oyun hükümet dışında oynanmaktadır. Yeni Şansöliye Bayan Merkel'in arkasında "Manevi Pederi" sayılan Almanya'nın eski Kayzer Kanzleri Helmuth Kohl vardır. Türk gelini dolayısı ile, bütün dünürler gibi bizimle arası pek parlak sayılmaz. Savaş sonrası dönemin en uzun sureli Şansöliyesi, bölünmüş Almanya'nın birleştiricisi sayılan bu iri kıyım cüsseli ve etkili politikacı kariyerini hiç de parlak sayılmayan küçük skandallar ile sona erdirmek zorunda kalmıştı. Şimdiki durumu kuşkusuz eski itibarını kısmen olsun kazanmaya yardım edecek fakat işlerine yetmeyecektir. Bu durumda kanaatime göre Schröder dostumuz bu hal ile bize daha fazla yardımcı olabilecektir.! *** Bu haftaki konumuzun 2. bölümü Avrupa Birliği ile ilgili idi. Katılım Müzakereleri hem başladı hem kimilerine göre henüz tam başlamadı. Biz AB'de hiçbir şey olmamış gibi oyuna devam edeceğiz. Gerisi onların işi! Aslına bakarsanız AB'nin halen içine girdiği bunalım bir ortak Anayasanın kabul edilip edilmemesinden çok daha derinlere giden bir çatlak vardır. Özellikle eski demir perde ülkelerinin bu sefer kapitalizmin demirden daha sert liberalizm kafeslerine girmesi sevinç kadar belki daha çok kuşku ve problem çıkarmıştır. AB'nin ne eski ne yeni üyeleri ülkelerin insanları kendi hükümetlerinden hoşnutsuz ve şikayetçi hallere girmişlerdir. Ortada gerçekten şikayet edilecek bir durum vardır. Ama nedeni, sebepleri tam olarak açıklanamıyor. Bu durumda da insanları yönetme sanatı sayılan politika zayıflıyor bürokrasi güçleniyor! İnsanlar, mallar, sermayeler için sınırlar gevşedikçe bu sınırların altında gözle görünmeyen ama daha da güçlü bazı engeller yeşermeye başlıyor!.. Bu konuya sanırım daha fazla zaman ve özellikle düşünme vakti ayırmak gerekecek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.