Başkan Bush'un Afganistan Seferi!..

A -
A +

Amerika Birleşik Devletlerinin Afganistan'da Taliban yönetimi ve El Kaide terör örgütüne karşı başlattığı askeri harekat giderek, uzun sürecek bir maceraya dönüşecek gibidir.. Müthiş bir hava taarruzu sonunda Taliban pes etti. Başkent Kabil'i terk ve teslim etti. Ama asıl aranılan El Kaide sanki yer yarıldı içine girdi saklandı. "Afganistan Harekatı artık sona erdi!" denildi. Bu kanı yaygınlaşır gibi oldu. Ama Tora Bora dağlarında El Kaide Safarisi hâlâ devam ediyor. Her mağarada terörist aranıyor, her taşın arkasından birileri çıkıp Amerikalıları ve İngilizleri pusuya düşürmeye çalışıyor.. Geçen 11 Eylül'den sonra ABD arkasında kendiliğinden oluşuveren bir koalisyon, giderek kan kaybediyor. Kahraman Askerlerimiz "Eğitim, yönetim yardımı" amacı ile Afganistan'dadır. Şimdi İngilizlerin elindeki "Uluslararası Destek Gücü Birliği" komutanlığı bir hal ile bize emanet edildi. Konuyu ince eleyip sık dokuyan MGK prensibini kabul etti. Hükümet de karar verdi. Ek olarak gönderilecek bin kişilik bir askeri Birliğimizin Komutanları atandı. Afganistan'ın geçici Başbakanı Karzai ATA uçağımızla Ankara'ya geldi. Beyanına göre ISAF komutanlığını istediğimiz kadar bir süre muhafaza edebilecekmişiz. Doğrusunu isterseniz bizim gönlümüz Afganistan'daki görevimizin en kısa sürede tamamlanıp evlatlarımızın sağlık, şan ve şerefle yuvalarına dönmeleri istikametindedir.  ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, cerre çıkar gibi destek aramak için tüm Ortadoğu ülkelerini dolaştıktan sonra sonuncu ziyaretini Ankara'ya yaptı. Yirmi saatlik süre içinde canı kimi istiyorsa onunla sere serpe konuştu. Başbakana sadece 20 dakika düşmüş!.. Anlaşılan onun ne söyleyeceğini önceden biliyor olmalı idi. Adamlar Irak'ı, özellikle Saddam'ı vurmayı kafaya koymuş gibi.. Ne zaman? Nasıl? Orasını belki kendileri de bilmiyor olabilirler. Afganistan'dan kalkıp, Amuderya, Siriderya, Maveraünnehir, Fergana vadisi, derken Türki Cumhuriyetleri, Özbekistan'dan başlayarak tümü ile kapsayıp Orta Asya'dan Ortadoğu'ya Irak'a, kadar sarkmak eğilimleri insanın kafasında ister istemez eski Timur imparatorluğunu canlandırır gibi oluyor. Avrasya'dan Ortadoğu'ya sarkmak, şimdilerde hayali pek kolay bir amaç sayılmaz!.. Tarihte az rastlanan İmparatorluklar bile buralarda uzun süre tutunamamış!.. Nerede ise bin küsur yıl önceleri Cengiz Han ve Timur buralarda hükmünü sürdürmüş, eskilerin İpek Yolu diye belledikleri kervanlar kervansaraylar bölgesini hükmü altına almış, İran ve Kafkaslar'dan Küçük Asya denilen Anadolu'ya sarkmış. Osmanlı Padişahı ünlü Yıldırım Beyazıt'ı Ankara Savaşında yenmiş, sonra da Irak'a ve körfez ülkelerine inmiş. Ama o bile böylesine geniş ve yönetimi fevkalade güç bir coğrafyaya yayılan bir bölgede uzun süre kalamadı.  Avrasya'ya ilk Türkiye girdi. Ama yeterli paramız yoktu. Buna rağmen bir milyar dolar Eximbank kredisi açtık. Kimileri "yazık oldu bu paralar artık geri gelmez" dediler. 700 milyonu kullanıldı %90 geri geldi. Gelmeseydi sanki ne olurdu? "büyüklüğün şanındandır!" der geçerdik. 150 yıl hasret kalmışız. Elbette verecektik diyenler haklı çıktı.. Ama nedense arkasını getiremedik. Arkamızdan Amerika, Avrupa, Japonya geldi. Yerleşmeye çalışıyorlar. Önceliğimizden faydalanmasını bilemedik. Vakti ile 1970'lerde Libya ile yaptığımız gibi, özel ve ekonomik öncelikli anlaşmalar yapabilmeli idik. Olmadı. Ama yakınlığımızın onlara büyük faydası oldu. AGİK'in 1994 Budapeşte zirvesinde bu ülkeleri örgüt üyesi yaptık. AB ülkeleri bizim peşimizden girdi. NATO ile "Barış İçin Ortaklık" "Partnership For Peace" anlaşmaları yapıldı. İç güvenlikleri vardı. Dış güvenliği yani sınırların korunması Rusya Federasyonuna kaldı. Yavaş yavaş kendi ordularını kurmaya çalışıyorlar. Yardımcı oluyoruz. Eskiden haberleşme, telefon görüşmeleri Moskova üzerinden yapılırdı. Şimdi uydular üzerinden birbirimizle doğrudan konuşuyor, TV yayınları ile daha da yakınlaşıyoruz!. Bununla beraber, kim ne derse desin, gözle görüyor, hissediyoruz. Vaktı ile Timur Hakan'ın hükümferma olduğu bu yörelerde yavaş yavaş bütün dünyanın ilgisini çeken bir "Avrasya İmparatorluğu" sessizce kurulmaktadır. ABD Afganistan'dan başlayarak Ortadoğu'nun tümü üzerinde bir üstünlükten öteye bir hükümranlık kurma eğilimindedir. Ama, Avrasya karadan kilitli bir bölgedir. Kilidi ve anahtarı bir bakıma Türkiye'nin elindedir. Bu anahtarı olsun iyi muhafaza edelim. Bunun için de önce kendimize bir çeki düzen verelim!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.