ABD'de 11 Eylül 2001 terör olayından bu yana Beyaz Saray'ın bahçesi taşlanıyor. Önüne gelen Başkanı tenkit ediyor, başta ABD'nin uluslararası güvenlik sorumlusu "siyah inci" Condoloezza Rice olmak üzere Pentagon mensuplarına ateş püskürüyor. Irak savaşının birinci yılını gerilerde bıraktığı şu günlerde Beyaz Saray'da üretilen uluslararası teröre karşı "Önleyici savaş" nazariyesi tamamen iflas etmiştir. Irak işgal edildi, hatta akılda yok iken Saddam Hüyesin bile ansızın yakalanıverdi. Ama hiçbir şey yeterli sayılmıyor. Başkanın en yakınındakiler bile yanından uzaklaşır oldular. Uluslararası terörü önlemek amacı ile başlatıldığı açıklanan Irak çıkarması şimdilerde gerçek bir savaşa dönüşmüş gibidir. ABD kamuoyu eski yılların Vietnam kâbusunun baskısı altına girmiştir. Pentagon'a ve bizzat Başkana bir şeyler söylüyor. Herkes ağzını açmış, birilerine sövüp sayıyor. Irak'taki anlaşılmaz maceranın bir yılı geride kaldı. Kitle imha silahlarını araştıran heyetin başkanı David Kay ve eski Hazine bakanından sonra ABD'nin Milli Güvenlik Kurulu eski mensuplarından terör uzmanı Richard Clarke de bir kitap yazarak adeta Beyaz Saray'a fırlattı. Başkanın penceresi kırılmadı ama Pentagon'un "siyahi incisi"nin başı epey ağrıdı. Başkanın popülaritesi ciddi yara aldı... Başkan Bush, Irak'a kolay girdi. Çıkması o kadar kolay olacak sandı. Önümüzdeki haziran sonunda ABD yönetimi mahalli hükümete devredip ayrılmakta kararlı görünüyor. Paul Bremer, yönetimi aşiret liderleri ile kucaklaşmaktan ibaret sandı, yanıldı. Bir başka diplomat da Danimarka'da büyükelçi iken Müslüman olmuştu. Üstelik bisiklet ile hacca gitmesi ile de ün yapmıştı. Onu da aldılar Basra'ya vali yaptılardı. Hiç sesi sedası çıkmadığına göre Bağdat'takinden yine de daha akıllı olmalı!.. *** Felluce'deki kanlı direnişi, ekranlara yansıyan feci görüntü ve haberlerden izliyoruz. Her şey ama her şey gösteriyor ki ABD askerlerinin çekilmesinden sonra Irak'ta bir sivil savaş başlayacaktır. Bu kaçınılmaz ihtimalin önlenmesi Irak'ta yaşayan çeşitli etnik ve dinî grupların bir akıllı adam tarafından yeniden bir Modüs-Vivendi içerisinde eskisi gibi yaşamalarını sağlamakla mümkün olabilecektir. Görünürde böyle bir adam yoktur. Kimileri 30 yıldır yurt dışında yaşayan Iraklı bir tıp doktorundan bahsediyor. Ama ortalarda görünen kimse yoktur. Görünenler de ya yok oluyor, yahut uzaklaştırıyorlar. Bütün bunlara rağmen Irak'ta yapılan bazı anketlere göre halkın %57'sinin hayatî durumları, Saddam dönemine nazaran daha iyi, %19'unun ise eskisine nazaran daha kötüdür. Nüfusun %60'ını oluşturan Şiiler'in lideri Sistani derhal seçimlere gidilmesini istiyor. Kürtler "Biz işimizi hallettik. Siz kendi işinize bakın!" der gibi bir tutum içindedirler. Suriye'de Kamışlı olaylarından sonra sinmiş bekliyorlar. Türkmenler, Sünni Müslümanlar ise çözümsüz bir bekleyiş içindedirler!. *** ABD'nin büyük heves ve gürültü ile "Büyük Orta Doğu" şarkıları sanırım önümüzdeki kasım ayındaki Başkanlık seçimlerini bekleyecektir. Bu seçimlerin sonucu ne olur? Tahmin etmek zordur. Anketler Başkan Bush'un giderek şansını azalttığı yolundadır. Ama Bush kıl payı seçim kazanmakta deneyim sahibidir. Bu arada başta Fransa ve Almanya olmak üzere AB ülkelerinin büyük çoğunluğu ve dünya kamuoyu Irak ve genelde Orta Doğu konusunda Birleşmiş Milletler örgütünün nihayet devreye sokulması eğilimindedirler. Bize gelince, uzaklardaki "Stratejik müttefikimizin" bize Irak'ta "Yakın komşu" gelmesinden sonra nefesimizi tuttuk, her şeyi unuttuk şu Kıbrıs'ın hallini bekliyoruz!. Bu arada zinhar dalgınlığa gelmez! Tetikte ve dikkatli olmak zorundayız!..