Bush 2 ve Felluce dramı!..

A -
A +

Georges W. Bush dört yıllık ikinci bir süre için yeniden ABD Başkanlık koltuğuna beklentilerin tam tersine daha büyük bir hışımla oturdu. İsminin başına koyduğumuz 2 rakamı bir sülalenin değil, sadece ikinci bir dönemin işaretidir. Ama maazallah öteki de olabilirdi. Diplomatik dillerde tekrarlana tekrarlana yosunlaşan eski "Pax Americana" tanımlaması yerine kendisini "İmperium Americana" tahtında sanabilirdi. Bu da başlangıcın sonu olabilirdi!. I. Bush yine Irak'ta bir milyonluk bir toplama ordu ile ünlü "Çöl Fırtınası"nı başlatan baba Bush, 2.'si şimdiki, Bush, 3.'sü de farzı muhal Florida valisi olan birader Bush da olabilirdi. Dünyanın sonu da artık iyice yaklaşmış olabilirdi. Zira son seçimlerde Cumhuriyetçiler sadece Beyaz Saray'ı değil Kongre'yi de tamamen işgal etmiş oldular. Yüksek Mahkeme de onların eline geçti sayılır. İstediklerini yapmak için önlerinde hiçbir engel kalmadı!.. *** Bush 2, ikinci döneme, bir Felluce faciası ile başladı. Sağdan soldan iriden ufaktan, yakından uzaktan birileri çıkıp da "Ayıptır, günahtır" diyemiyorum. Hoş deseler de adamlar tınmıyor! İkisi de ayıptır! Geçen haftaki yazımızda yazmış arzetmeye çalışmıştık. ABD Başkanı dört yıl önceki seçimleri hakkı ile kazanabilmiş değil, ancak Mahkeme kararı ile adeta nasbedilerek Beyaz Saraya girebilmişti!. Bu sefer kazanmasını birinci dört yılda yaptığı hataları tashih edebilmesi için kendisine ABD halkının ve dünya kamuoyunun tanıdığı bir ek süre olarak yorumlamıştık. Bu yorum bence hiç olmazsa bir içten temenni halinde geçerliliğini korumaktadır! *** Şu sıralarda, içinde bulunduğumuz konjonktürde en güçlü olmak kovboy şapkasının şeridine "Pax Americana" simgesi tüy takmak sonra bununla da yetinmeyip bu simgeyi "İmperium Americana"ya dönüştürmek akıllı devlet adamlarının yapabilecekleri bir iş değildir!. Amerikalılar tarih bilmezler, okumaktan da pek hoşlanmazlar. Eğer bunu yapabilselerdi Irak'ta giriştikleri yanlış ve çirkin maceradan bir hal ile sıyrılmaya çalışırlardı. Bunu yapacaklarına Felluce faciasına sebep oldular. Yalnız semavi dinler veya tarikatlar arasında değil özellikle İslam ile Hıristiyanlar arasında ne kadar süreceği bilinmez yeni bir "Kerbela" olayı çıkarmakta olduklarının farkında olamıyorlar!. Yazık oluyor. "Zalimlere dedirir bir gün Kudreti Mevla. Tallahül Ahad, asserek Allahül Aleyna!..." *** Bizlere gelince takmışız aklımızı, varımızı yoğumuzu AB hedefinin çengeline burnumuzun dibindeki yangının yalazını hissedemiyoruz. Eğer ABD dilimize dolandığı gibi gerçekten dostumuz, doğal ve stratejik müttefiklerimiz ise, söylemeliyiz onlara bu yolun çıkmaz olduğunu. Zararın neresinden dönülse bir kâr bulunduğunu!. Oralara bir zamanlar Timur da gitmiş, hükmünü icra etmişti. Sonra akıl yolundan giderek tarihteki yoluna devam etmişti. Osmanlı da gitti. Dinlerin, dillerin, inançların, tarikatların birbirine sarmaş dolaş karıştığı bu yöreleri Birinci Dünya Savaşına kadar gül gibi yönetti. Bu yöreler hiçbir zaman tekin sayılmazdı. Osmanlı'da Bağdat makbul ve aristokrat bir şehirdi. Günümüzdeki İstabul'un Bağdat Caddesi üzerinde hâlâ duran "Ayrılık Çeşmesi"nin geniş yalağında atlar sulandıktan ve helalleştikten sonra yola devam edilirdi. Bağdat'a gidenler daima iki atla yola çıkarlardı. Birincisi gitmek ikincisi ise Bağdat'tan dönmek için kullanılırdı. Şarkısı bile vardır hâlâ söylenir: "Şu gelen atlı mıdır? Yoksa Bağdatlı mıdır?" *** Amerika'nın Irak'tan doğru dürüst ve şerefini de mümkün mertebe koruyarak ayrılabilmesi için çeşitli yollar her şeye rağmen yine de ve elbette vardır! Ama bunları anlatmak ne bizim görevimizdir ne de naçiz gücümüzdedir. Dün Arafat vefat etti. Allahın rahmeti üzerine olsun!.. Son günlerini içten bir hüzünle izledik. Ölürken bile haklı Filistin davasına büyük hizmet etti. Arafatsız bir Orta Doğu'ya sözümona "Genişletilmiş bir Orta Doğu haritası" üzerinde yeni bir düzen vermeye çalışmak bundan sonra çok daha zor olacak! Nedenlerini anlatabilmek benim için daha da zordur. Zaten haftada bir günlük bu naçiz köşemizin ölçüleri de buna müsait değildir... Ama her şeyin milletimizi ve insanlık için hayırlı olmasını dileriz. Bugün Ramazan Bayramıdır! Hepinize sağlık, şeker gibi tatlı bayramlar diliyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.